in ,

#ThrowBack Tasarım Hikayeleri & Renaud Pellegrino Marka Kurucusu Renaud Pellegrino

2023’te 40.yılını kutlayacak bir markanın yaratıcısıyla bir araya gelmenin keyfi bir başka oldu! Markanın bu zamana kadar olan maceralarını, koleksiyon yaratım sürecindeki ilham kaynaklarını ve yeni sezona dair tüm ipuçlarını öğrendiğimiz şahane markanın tüm detaylarına tanıklık ederken siz de çok keyif alacaksınız!

Bir tasarımcıyla tasarımları üzerine konuşmak ne büyük keyif. Nasıl geçti yeni sezon hazırlıkları?

Pandeminin bitimine yaklaşırken insanların dışarı çıkmaya ve kadınların yeniden giyinip süslenmeye başladıklarını görüyoruz. Bu yüzden Renaud Pellegrino İlkbahar/Yaz 2022 koleksiyonu göz alıcı taşlar ve kristallerle süslenen gece çantalarıyla ilhamını pembe şehir Jaipur’un canlı renkleri ve mimari hazinelerinden aldı. Çiçeklerin ve baharatların sokakları aydınlatan renklerinden, kadınları süsleyen işleme ve mücevherlerden esinlendik. Seyahatlerimizde biriktirdiğimiz küçük ve değerli eşyalarla yarattığımız hikayeyi özel materyaller ve canlı renk paletiyle dikkat çeken bu koleksiyonda hayata geçirdik. 

Neler bekliyor markada bizi bu sezon?

Beymen’de temsil ediliyor olmaktan çok mutlu ve gururluyuz, şirketimiz için büyük bir adım oldu bu. Markamızın Türkiye lansmanını da orada kutlayacağız. Sürprizler orada!

Bir tasarımcının ilham aldığı noktalar genelde merak edilir. Seninkiler neler?

French Riviera’da yetişmiş bir tasarımcı olarak hayat benim gerçek ilham kaynağım; renkleri, ışığı ve manzarayı çok seviyorum. Bütün koleksiyonlarımın bu kadar renkli olma sebebi de bu. Kadınlara ve jestlerine de hayranlık duyuyorum ve onları süslemek için yeni yöntemler arıyorum. Birçok fikir de Paris’teki evimdeki sanat kitaplarından, müze gezilerinden veya sanat galerilerinden geliyor. Keşke tüm vaktimi orada geçirebilsem!

Pandemi en büyük ilham kaynaklarımdan olan yurt dışı seyahatlerine kısıtlamalar getirdi. Bu ay İstanbul’a gitmek için sabırsızlanıyorum. Doğu ve Batı’nın birleşimiyle heyecan verici bir kültür, tarih, felsefe ve estetik karışımı ortaya çıkıyor. Türkiye’yi düşündüğümde aklıma farklı sanat formları, teknikleri, tarzları ve alışık olduğum Akdeniz ilhamıma ne kadar benzediği geliyor. Türkiye kesinlikle kültürler arası bir köprü ve Kapalı Çarşı’da kendimi kaybedip yeni ilhamlar bulmayı dört gözle bekliyorum. Yetenekli sanatçılar ve hazineler keşfetmek için çok heyecanlıyım!

Yepyeni bir koleksiyon öncesi markanın kimliğine uygun hikayeyi kafanda oturtma sürecin nasıl ilerliyor? Sence de enerji koyularak yapılan her şeyin bir alıcısı var mı?

Aslında benim bir yaratıcı sürecim yok; fikirlerim seyahat ederken, yeni sanatçılarla tanışırken, sergi gezerken, müşterilerimden gelen yorumları dinlerken ve ekibimle fikir alışverişinde bulunurken geliyor. Sonrasında ilhamlarımı not alıyorum ve stüdyomda, workshopta veya havaalanında beklerken eskiz çiziyorum. Ben kurallara inanmıyorum. Bazen bir çantanın şekli doğal bir süreçle soyut bir düşünceden somut bir tasarıma dönüşüyor. Sonrasında bana ilham veren her zaman obje ve taşlar arasındaki ilişki oluyor. Bazen çantaları her bir kadın için tamamen kişiselleştirebildiğimiz 90’lara veya 2000’lerin başına dönmeyi istiyorum. Günümüzde ne yazık ki Fransa’daki el becerileriyle benzersiz parçalar yaratmamıza yardımcı olan çok sayıda bağımsız zanaatkarı kaybettik.

Güçlü bir uluslararası müşteri portföyümüz olduğundan her zevke hitap edecek tasarımlar yaratmak için çalışıyorum ve her çantanın sahibini bulacağına inanıyorum. 

Moda dünyası ile trendler büyük bir zincir aslında ve her bir marka bu zincire bağlı. Tasarımcılar olarak sizler de sürekli üreterek bu zincire hayat veriyorsunuz. Her geçen gün dijitalleşmeye başlayan bu dünya için bir gün bu zincire hayat verememek gibi korkuların var mı?

Şunu söylemeliyim ki yeni normale adapte olmak çok zordu, özellikle dijital dünya benim kültürümün bir parçası değilken! Ancak yeni tasarımlar hayal etmek için olan heyecanımdan hiçbir şey kaybettirmedi. Bu yeni normal bir fırsata dönüştü, müşterilerle fiziksel olarak bir araya gelememek online aktivitemizi geliştirmek için bizi cesaretlendirdi. Sosyal ağlarda veya e-ticarette bu zorlukla mücadele etmek için yaratıcı olmamız gerekiyordu. Bu gelişim özellikle Fransa dışında yeni müşterilerin dikkatini çekmemize yardımcı oldu ve markamızın günümüzde de nasıl bir etkisinin olabildiğini fark etmemizi sağladı. Uzak ülkelerden kadınlar çantalarımı fiziksel olarak görmeden ve dokunmadan satın aldı. 

Sezon çekimleri nasıl geçti peki? Ürünlerin çekim hikayeleri de çok heyecan verici olmalı. 

Çekimler benim için her sezon çok heyecanlı geçiyor. Koleksiyon çekimlerinde çantalarımı kullanmasını hayal ettiğim özgün ve özgüvenli Renaud Pellegrino kadınını yansıtıyorum. Fikirlerimin ve vizyonumun kusursuz bir şekilde hayata geçtiğini görmek beni çok mutlu ediyor ve ekibimin fikirleriyle bir araya geldiğinde ortaya hayal ettiğimin bile ötesinde kareler çıkıyor. 

Hayallerin neler? Kendini ileride nerede ve nasıl bir konumda görüyorsun?

Renaud Pellegrino 2023’te 40.yılını kutlayacak ve bizim için anlamı çok büyük. Özel hayallerim yok, yalnızca markamın ve tasarımlarımın gelecekte benden sonra da devam etmesini istiyorum. 

Dünya çapında çok rastladığımız tasarımcılarla marka iş birlikleri hakkında ne düşünüyorsun? Böyle birleşmeleri moda dünyası için güçlü buluyor musun?

Tasarımcılar/sanatçılar/markalar arasındaki iş birliği modanın yeni normalinin bir parçası haline geldi ve bu iş birliklerinin endüstri için pozitif bir etki sağladığına inanıyorum. Şu ana kadar birkaç başarılı iş birliğine imza attık: sanatçı Marc-Antoine Coulon Julia çantamızın üzerine eşsiz bir portre resmetti, Hong Kong marketi için harika Sony Chan ile çalıştık ve son olarak Anne-Sophie Mignaux Karmar ile satışının bir kısmının NGO Plan International’ın yararına kullanılacağı Noor çantamızı yarattık. 

Benim için büyük bir ilham kaynağı olan Türkiye pazarına girerken exclusive tasarımlar yaratmak ve sanat ve moda sektörlerinin ileri gelen isimleriyle iş birlikleri yaparak Türk müşterilere ulaşmak istiyorum

Son olarak vakit kaldıkça kendine özel tasarımlar yapar mısın? 

Pek sayılmaz, öncelikli tutkum kadınlar için tasarlamak ancak itiraf etmeliyim birkaç yıl önce müşterilerimin baş harfleriyle kişiselleştirdiğim Jet seyahat/spor çantası aslında kendim içindi! Fitness’a giderken veya seyahat ederken kullanmak için kullanışlı bir erkek çantası arıyordum. 48th Jet kesinlikle birçok müşterinin de istediği gibi yenilenecek!

 

What do you think?

#ThrowBack Tasarım Hikayeleri & Muse For All Marka Kurucusu Yasemin Öğün

Ünlü Moda Tasarımcısı Philipp Plein Yüz Şeklinize Uygun Güneş Gözlüğü Modelleri Öneriyor