in

Hikayesi Olan Yemekler…

Türk mutfağının lezzetleri saymakla bitmez… Asırlardır süregelen birbirinden lezzetli yemekler elbette kendiliğinden ortaya çıkmadı. Her birinin ardında bir yaşanmışlık, ayrı bir hikâye yatıyor. Gelin soframızdan eksik olmayan bu lezzetlerin ardında yatan hikayelere birlikte bakalım. 

PERDE PİLAVI 

Siirt’in en güzel lezzetlerinden biri olan perde pilavı, biraz uğraştıran ama lezzetiyle tadı damakta kalan bir ana yemek. Çok eski Türk yemeklerinden olan perde pilavı, her malzemesi ayrı bir mesaj ve anlam içermektedir. Kayınvalidenin evine gelen yeni geline el yapımı yufka ile kaplanmış bir pilav sunmuş. Bu ev artık senin de evin mesajını içerirmiş.  Bu evin sırlarını, sorunlarını yaşadığın tüm olumsuzlukları kendi sorununmuş gibi saklamalısın ve belli etmemelisin demek istemiş. Böylelikle valide pilavın yufkasını gelinin manevi bağlılığını sağlarmış. Pilav için kullanılan pirinç tanelerinin de yeni gelinin evine girerken başından aşağı dökülen pirinç tanelerinin bolluk ve bereketli getirdiğine inanılmasından kaynaklanırmış.

HÖŞMERİM 

Balıkesir’in dillere destan meşhur lezzeti Höşmerim. Rivayete göre evin erkeği askere gider. Uzun bir zaman sonra geri döner. Annesi ise hemen mutfağa gider ancak evde hazır bir şeyler yoktur. Süzekte asılı taze peynir gözüne çarpar ve peynirden bir şeyler hazırlamaya karar verir. Taze peyniri hafif ateşte pişirmeye başlar. İçine yumurta sarısı, şeker ve irmik katarak pişirir. İlk defa yaptığı için eşine tattırır. “Hoş mu erim?” diye sorar. Eşi ise “Hoş hoş” diyerek yanıtlar. Kulaktan kulağa yayınlan bu rivayetten sonra tatlının ismi höşmerim olarak adlandırılır.

ALİNAZİK 

Alinazik ’in çıkış hikâyesi Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim dönemine kadar uzanmakta. Seferden dönen Yavuz Sultan Selim güzergâhı üzerine bulunan Gaziantep’in Yavuz Eli ilçesinde konaklamış. Oranın sakinleri padişahı en iyi şekilde ağırlamak istedikleri için ziyafet hazırlamış. Kim olduğu bilinmemekle beraber Anadolu kadını patlıcanları közlemiş ve taze kuzu etini kavurmuş. Yoğurdu sarımsaklayıp tuzlamış. Közlediği patlıcanları sarımsaklı yoğurt ile karıştırıp, kavurduğu eti bu karışımın üzerine alttaki karışım gözükmeyecek şekilde sermiş. Son olarak etrafını yeşilbiber ve domateslerle süslemiş ve yemeğini padişaha iletmiş. Yemeğin tadına bakan padişah bu yemeği çok beğenmiş. “Bu yemeği hangi eli nazik yaptı?” diye sormuş. O günden sonra yemeğin adı ‘eli nazik’ olarak kalmış.

HÜNKAR BEĞENDİ 

Hünkar beğendi yemeği, buruk bir aşk hikayesinden geliyor. Uzun yıllardan süregelen rivayetlere göre; 1800’lü yıllarda Sultan Abdülaziz Napolyon’u ziyarete gider ve o sırada kraliçeye aşık olur. Ama bu aşk imkânsız denecek kadar zordur. Daha sonrasında Sultan da Napolyon’u kendi sarayına davet eder. Ancak davete gidemeyen Napolyon, kendi yerine kraliçeyi gönderir. Bu sırada Hünkar, heyecanından dolayı y apılan hiçbir yemeği beğenmez. Kraliçe ziyarete giderken yanında Fransız bir aşçı götürür. Aşçının Osmanlı mutfağında yaptığı beşamel sosu, Türk aşçının dikkatini çekti. Ve hazırladığı patlıcan közünün üzerine döktü. Sultan yediği yemeği çok beğendi. Yemeğin adı o günden itibaren hünkar beğendi yemeği oldu.

What do you think?

Paparazzi Fotoğrafları Modaevlerinin Yeni Pazarlama Stratejisi Mi?

Kış Beyazı Diye Bir Şey Var