in ,

Melisa Doğu & “Fırtınanın Kalbine İn” Kitabı Yazarı

Melisa, şahane enerjisiyle beni kendisine hayran bırakan oyunculardan biri. Üstelik asla durmuyor. Bir projede bilinen karakter olma adeta onun kod adı. Dursa bile mimikleriyle karşı tarafı gülümseten bir hali var. Sanki mutsuz olmanız yanında pek de mümkün değil gibi. Şimdilerde de yepyeni heyecanı olan kitabını konuşmak için buluştuk, Fırtınanın Kalbine İn! Daha okuyamadım ama eminim ki bu işin de altından başarıyla kalktı. Kitap bahanesiyle buluştuğumuz Melisa ile birçok şeyi konuştuk, çok da iyi oldu!

Melisa, tam olarak seni tanıdığım günden beri enerjini her daim hissedebildiğim bir isimsin. Çok enteresandır ki farklı bir motivasyonun varmış gibi hayata karşı. Sen de böyle düşünüyor musun?
Öncelikle teşekkür ederim, bunu hissetmenin karşılıklı bir his olduğunu düşünüyorum. Bazen ben de öyle düşünüyorum farklı bir motivasyonum var mı diye. Olayları akışında yaşamayı, hayattan keyif almayı, üretmeyi ve farklı deneyimlere açık olmayı seviyorum sanırım bu da bir noktada enerjime yansıyor diye düşünüyorum.

Hep oyunculuğunla ön plandaydın bu zamana kadar. Çok da güzel işler başardın, şahane projelerde yer aldın. Biraz oyunculuğunu konuşmak istiyorum. Kariyer planlamanda bugünleri bu denli başarıyla kutlayacağını tahmin ediyor muydun?
Ben oyunculuk meselesinin, yetenek, istikrar ve şansla doğru orantılı olduğunu düşünüyorum. Konservatuvar’a sonuçta yetenek sınavı ile alıyorlar. Vazgeçmeyip her şartta, hayata ve bazen bana getirdiği negatif gelişmelere rağmen ve inatla karşı koymak, beni bir noktada istikrarlı yaptı diyebilirim mesleğimle ilgili. Şans; doğru projelerde, doğru insanlar ile bir araya gelmek ise, amatör ruhumu kaybetmeden hep aşk ile yapmaya çalıştım işimi. Bu da bir noktada, başarıyı getiriyor sanırım.

Listenin bir hayli uzayıp gittiği dizi ve film projelerinde yer aldın. En garip olan hikayen ise birkaç bölüm olarak girip 6 sezon devam eden Yasak Elma dizisindeki Asuman rolündü herhalde. Bu sayede Türkiye’de seni tanımayan birkaç kişi varsa da tanımış oldu diyebilir miyiz? Hakikaten nasıl bir dönemindi o zamanlar?
Ben iki bölüm konuk girdiğim Yasak Elma’da, 6 sezon oynayıp, yalının kapısını kilitleyip çıktım. Yasak Elma tüm o uzun dönemi ile hayatımın en kıymetli ve bana en şans getiren işi. Gönlümü koyarak oynadım Asuman’ı. Global anlamda da başarıya ulaşmış bir işte, bu kadar sevilmek ve takdir görmek muazzam bir duygu. Üstüne başka şeyler de koymak istiyorum. Paletimde daha çok rol var paylaşmak istediğim.

Tüm bunların yanı sıra kitap da yazıyormuşsun meğer! Geçenlerde 43.yaşına girerken kendine armağan ettiğin bir hediye aynı zamanda, ‘Fırtınanın Kalbine İn’ kitabın. Sahi, hep var mıydı aklında kitap çıkarmak?
Kitap fikri (çocuk yaştan beri yazıyor olmamla da ilgili bence), hep vardı kafamda. Kurgu hikayelerden tut da farklı türde bir sürü şey karalıyordum.

Sürprizi bozup anlatmayacağım içeriğini tabii ki ama tam olarak neyi anlatmak istediğin merak konusu. Yani bu kitabı yayınlayarak kendi içinde biriktirdiklerini, birçok duygunu yazıya döktüğünü söyleyebilir miyiz?
FIRTINANIN KALBİNE İN; çok bana ait, çok Melisa’ca, benim hayata, aşka, ilişkilere bakış açımı yansıtan özel bir kitap. İnsanların, kişisel gelişim kitaplarında kendilerini bulma çabalarına, biraz daha düşünsel ve edebi taraflarıyla katkıda bulunmak belki de.Aslında kendimden yola çıkarak, ortak umutlar, zaaflar ve acılarımızla ilgili diyebilirim. Günlüğümü paylaşmış gibiyim bir bakıma.

Herkesin dijitalleşmeye çabaladığı böyle bir dönemde de basılı bir kitabı hayata geçirmiş olmandan dolayı ayrıca tebrik ederim. Ben de bir yayıncı olarak, elime alarak ve kokusunu hissederek sayfalarını çevirebildiklerimin yerini ayrı tutuyorum hala. Endişen oldu mu hiç bu konuda? Ya okunmazsa diye?
Çok teşekkür ederim. Benim için de elime kitabımı aldığımda ilk hissettiğim çok değişik bir duyguydu. Kitabı koklayıp sayfalarını çevirdim ve göğsüme bastırıp, süzülen gözyaşlarımla, tatlı bir tebessüm ettim ve kendime teşekkür ettim. İnsanın kendi için bir şeyler yapabilmesi çok kıymetli. Okuyucusuna ulaşacağını düşünüyorum. Daha çok yeni bakalım.

Peki oyunculuğunun yazarlığa olan katkıları nelerdi sence bu yazım sürecinde?
Gözlem ve aktarma yeteneği yazı yazarken bence tabi ki önemli. Ama iyi yazmak bir yetenek işi bence. Evlerinde yıllardır kağıtlara hapsettiği duygularını kimseyle paylaşmayan binlerce iyi yazar olduğuna eminim. Ben paylaşmayı seçtim. Gerisi okuyanın takdiri. Çünkü artık yazdıklarım bana değil, onlara ait..

Nerelerden ulaşabiliyoruz kitabına?
Kitabım, Müptela Yayınları’ndan çıktı. Penguen Kitabevi ve diğer kitapçılarda ve de online satışı ile internetten alınabilinir.

Dijitalleşme hakkındaki düşüncelerini merak ediyorum. Seni dijital platformlardaki projelerde görebilecek miyiz yakın zamanda?
Ulusal kanala iş yaparken diğer her şey maalesef zor oluyor. Zamanlamalar ayarlanırsa ve içime sinen senaryolarda, dijital işlerde, ters köşe roller oynamayı istiyorum.

Sosyal medyada da çok sevilen birisin. Bence enerjin oradan bile hissediliyor. Seni takip edenler Melisa’nın bir gününe tanıklık edebiliyorlar mı oradan? Yani sık sık paylaşım yapıp, gün akışını paylaşmayı sevenlerden misin?

Teşekkür ederim. Aslında ben daha çok fotoğraf, yazı ve müzik paylaşmayı seviyorum. Bir bütün günümü değil ama günümün içinden bazı anları ve dostlarımı, işimi ve sevdiğim şeyleri paylaşıyorum.

Peki sosyal medyadaki iş birliklerine açık mısın? Artık bu alanda oyuncular da sahada fazlasıyla aktif biliyorsun.
Açığım ve yapıyorum aslında. Herkesin elinde 1000 kanallı bir tv var gibi düşünüyorum. Sosyal medya bizim yaşamımızın büyük bir yüzdesini oluşturuyor. Bir oyuncu olarak, içinde bulunmayı seviyorum ve fazla da seçme şansımız yok bence.

Bir kadın olarak; yıllardır koştuğun başarıların, geliştirmeye odaklandığın oyunculuğun, sevilen bir isim olma yolun, kendine verdiğin hediye kitabın her şeyin özeti aslında. Peki bir kadın olarak bunları başarmış olmak, sana bugün neler hissettiriyor? Bu vesileyle de Kadınlar Günü’nü kutlarım.
Hepimizin kutlu olsun. Ben inandığım herşeyin arkasında durmaya çalışarak, kendi varlığımı nasıl şekillendirdiysem bu hayatta ve hala arıyorsam bazı şeyleri, paylaşmayı ve bu arayışta olan insanlara dokunmayı seviyorum. Bir kadın olarak kendimi şanslı hissediyorum. Ama inan bu şansı elde edebilmek için çok uğraştım. Kendine sadakat en önemli şey bence hayatta. Kendimize dürüst olursak herşey çok daha kolay oluyor. Kendi değerimi bildiğim bir yaşta ve tecrübede olmak bana kendimi iyi hissettiriyor.

What do you think?

Dicle Doğan & Bağımsız Koreograf, Yönetmen, Çağdaş Dans Sanatçısı

Dekorasyonun En Büyük Perspektifi Albert Hadley