Yağmur Özer
Rudolf Nureyev’i anlatmak için tek bir kelime kullanmamız gerekseydi bu şüphesiz ‘’eşsiz’’ olurdu. Rudolf zamanının ötesinde zihni ve inatçı duruşuyla unutulmaz bir efsane olarak gelip geçti bu dünyadan. Fakat sanata ve modaya kattıklarının rüzgarı sonsuza kadar esip duruyor. Stil ilhamı serüvenimizin ilk ayağı olan Rudolf Nureyev’in zamansız tarzına gelin hep birlikte bakalım.
Onun zorluklarla dolu yaşamının ardındaki duruşu stilinin kemiğini oluşturuyordu. Nureyev’in cesur, kendine özgü, sofistike tarzı, hem sahnede hem de sahne dışında onu bir ikon haline getirdi. Nureyev, eklektik ve cesur seçimleriyle dikkat çekerdi. Londra’nın 1960’lardaki houte coture furyası ile Asya’nın egzotik dokularını bir araya getiren Nureyev, göz alıcı ve ayrıntılı kıyafetlerle sahnede ve günlük hayatında fark yaratırdı.
Çin ejderha cübbeleri, ipek ikat kabanlar ve işlemeli şallar, onun egzotik zevklerini yansıtan parçalar arasında yer alırdı. Ayrıca, Lord Byron’ın Osmanlı tarzı kıyafetlerinden ilham alarak otantik kumaşlar ve başlıkları stiline dahil etmesi, Nureyev’i yalnızca sahnede değil, sahne dışında da efsanevi bir figür haline getirdi.
Nureyev’in zarif ve özgün kesimlere sahip kostümleri, hem sahnede hem de günlük yaşamında onu ikonik kılan unsurlardan biriydi. Sahne kostümlerinde seçtiği matador benzeri ceketler ve dökümlü kol detaylarına sahip üstleri, onun mükemmelliğini sahneye taşımasına yardımcı oluyordu. Nureyev’in mirası, sadece dans dünyasında değil, moda dünyasında da ilham vermeye devam ediyor. Onun cesur ve eklektik moda anlayışı, bugün bile moda tutkunları tarafından örnek alınmakta ve Dior, Balmain gibi büyük moda evleri, onun stilinden ilham alarak koleksiyonlar oluşturup ve Nureyev’in modadaki etkisini günümüze taşımaya çalışmaktalar.
