Tuğçe Orçunus
Hepimizin bildiği gibi moda, insanlık tarihi boyunca en çok tartışmaya açık olan ve yıllar içerisinde yenilendikçe herkesin fikrini ortaya koyabildiği geniş bir alan haline geldi. Ve hemen hemen her dönem insanlar, toplumda güzellik anlayışlarını yansıtmak için giyim tarzlarını değiştirme ihtiyacı duymuşlardır. Hala da bu durum devam etmektedir.
Peki bu hikaye hangi noktada başladı?
Aslında Cumhuriyet’in kuruluşuna dayanan bu değişim, bugünlere kadar taşınan bir moda yolculuğu niteliğindedir. İlk 10 yıl, gardıroplara dahil olan renkler ve desenler ile müthiş bir değişim başlamış oldu. Erkeklerdeki takım elbiseler ve gömleklere, kravatlar ile papyonlar eklendi. Yakaların geniş versiyonları ve yüksek bellerin var olmasıyla da adeta şıklık yarışı başladı.
Sonraki 10 yılda ise ekonomik zorlukların yüzünü göstermesiyle değişiklikler yavaş yavaş gün yüzüne çıktı. Erkekler için yüksel beller hala gündemde olduğu o dönemlerde trençkotlarla tanışıldı. Şimdilerde de hala en cool parçalardan biri sayılan trençkotların 1940’lı yıllara dayanan geçmişi o denli güçlü olmuş ki, hala kolay kolay vazgeçemiyoruz. Ve tabii o döneme ait en iyi çıkış noktası olan denim kumaşlar hala en sevdiklerimiz arasında.
1960’lar sonrası ise asıl büyük değişimlerin, rahatlama ve özgürleşmenin başladığı yıllar. Renkler arasında turuncular, pembeler ve sarıların yer alması tam anlamıyla yenilenmenin işaretleri olarak sayıldı. Ve 90’lı yıllar! Büyük değişimlerin yaşanmaya devam ettiği ve aslında kırılma noktası dediğimiz geçişlerin varlığını gösterdiği yılların başlangıcı. Teknolojinin etkisinin tam anlamıyla boy gösterdiği zamanlar… Renklerin biraz daha pastele dönmesi, siyah & beyaz & grilerin öne çıkması, minimalist tarzın önemsenmesiyle beraber trençkotların ve denimlerin ivme kazandığı dönemler. Üzerine bir de spor ayakkabıların gündemde olması ve aksesuarların kullanılmaya başlanması ile aslında şimdilerin moda izlerinin oluşmaya başladığını söyleyebiliriz.
Ve 2000’ler. İşte tam o yıllar! Çeşitliliklerin, değişimlerin, fazlalıkların boy boy önümüze serildiği dönemler. Erkekler, hafızanızı ufacık yokladığınızda yelpazenin ne denli geniş olduğunu hatırlayacak, adeta seçim yaparken ne kadar zorlandığınızı anımsayacaksınız. Pantolonların dar paça versiyonlarına geçişleri, montların tüylerle kaplanması, ayakkabıların alışılmadık modelleri, marka logolarının göze sokulacak cinsten boyutları, spor giyim ile vintage etkisi yüksek parçaların buluşmasının getirdiği müthiş bir karmaşa… Ve 2010’lar itibariyle minimalizmin yeniden boy göstermeye başlaması ile günümüzde konuştuğumuz tüm trendlerin akışı.
Şimdi dönüp baktığımızda 20 küsür yılda moda, sınırları her daim zorlamaya devam etmiş ve yenilendikçe herkesin kendi tarzını yaratmasına imkan tanımıştır.
Siz bu yolculukta kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
Bizce harika görünüyorsunuz.
2020 Erkeği
Moda dünyasının kalbinde, sürekli bir evrim ve devrim rüzgarı eser.Ancak, her on yılda bir, bu rüzgar kasırgaya dönüşür ve karşımıza çıkan yeni ikonlarla tüm dengeleri altüst eder. 2020 erkeği de işte bu kasırganın merkezinde doğmuş bir fenomen.
2020’nin erkeği, moda sahnesine cesur bir adım atıyor ve klasikle çağdaşın muhteşem bir birleşimini sunuyor. Bu dönemin trendlerinde, minimalist kesimler ve zarif detaylarla zenginleştirilmiş parçalar ön planda. Klasik ceketler ve pantolonlar, çağdaş dokunuşlarla yeniden yorumlanarak, zamansız bir şıklık sunuyor. Gömleklerde ise, cesur desenler ve canlı renklerle sıra dışı bir stil göze çarpıyor.
Geleneksel erkek modasının sınırlarını zorlayan bu yeni ikon, sürdürülebilirlik ve teknoloji ile harmanlanmış bir stil anlayışını benimsemiş durumda. Organik kumaşlardan üretilmiş takımlar, güneş enerjisiyle çalışan akıllı saatler…
Aksesuar konusunda da 2020 erkeği, kendine özgü bir tarzı benimsemekte. Zarif saatler, özel tasarım deri çantalar ve ayakkabılar, onun tarzını tamamlayan unsurlar arasında yer alıyor. Ayrıca, güneş gözlükleri ve şapka gibi detaylar da kişisel tarzını vurgulamak için kullandığı bir başka parça.
Renk paletine gelince, bu dönemin erkeği cesur renkleri tercih ediyor.Canlı tonlar, pastel renklerle harmanlanarak, modern bir görünüm oluşturuyor. Özellikle, turuncu, mavi ve yeşil gibi dikkat çekici renkler, 2020 erkeğinin gardırobunda sıkça yer alıyor.
Sonuç olarak, 2020 erkeği, güçlü bir ifadeyle moda dünyasına adım atıyor. Klasik parçaları çağdaş dokunuşlarla birleştirerek, zamansız bir şıklık ve özgün bir tarz ortaya koyuyor. Cesur renk seçimleri ve özgün aksesuarlarla kişisel tarzını vurgulayan bu erkek, modanın öncüsü olmaya devam ediyor.
Ve unutmayın, 2020 erkeği sadece bir giyim tarzını temsil etmiyor; aynı zamanda özüyle bir düşünce biçimi, bir yaşam tarzını sembolize ediyor.
