in ,

Müge Uz & Amare Global Kıdemli Pazarlama Direktörü

24 senedir üst düzey yönetici olarak başarıdan başarıya koşan bir profesyonel. Gece gündüz demeden, bıkmadan yorulmadan bir kadın olarak erkeklerin dünyasında çalışma hayatını sürdüren ama güzel bir kadın olmayı da asla bırakmayan çok hoş bir kadın. Cesaret, tutku ve ailesine verdiği önemle tanınan müthiş bir yönetici. 

Mesleğinizin üzerine yoğunlaşmadan önce Kadınlar Günü özelinde sormak istediğimiz bazı sorular var. Ülkemizde kadın olmak size ne ifade ediyor?

Nasıl bir şey kadın olmak diye sorsalar, olması gereken ve olan diye ikiye ayırırım herhalde…Hayallerinde olan ve hayatta yaşadıkların… Kadın olmak her birey gibi kendini sevmekle başlar hayatta… Kendini sev, kendine bak, güçlü ol, mutlu ol, sağlıklı ve iyi ol ki, sevdiklerine, ülkene iyi bakabilesin. Üretmek demektir kadın olmak. Ayaklarının üzerinde durmaktır, özveridir, güzelliktir, huzur vermektir. Ama her şeyden önce hayatı sevmek, hayata tutunmak ve ülken için çevrendekileri de hayata tutundurmaktır. Ben 24 senedir çalışan bir kadın olarak, ayaklarımın üzerinde durmayı, üretmeyi, zorluklarla mücadele etmeyi ve gelişmeyi, değişip daha iyiye evrilme mücadelesini hiç bırakmadım. İster Türkiye’de olsun ister dünyada olsun, kadınlar pek çok farklı şapka taktıkları için, çok fazla şeye koşturup, bu nedenle de zaman zaman yoruluyor olabilirler. Ama güzel olan bu yorgunluklardan hep daha güçlü, daha huzurlu, başarma hazzı ile daha mutlu çıkabilmek değil mi?

Peki kadın olmanın verdiği his, yaşam enerjinize ve yaşama şeklinize yansıyor mu sizce?

İster kadın ister erkek olun, önce kendinizi sevin ki hayata tutunun. Siz kendinizi severseniz, kendinize daha iyi bakarsınız, kendinize iyi baktığınız sürece de ülkenize, topluma ve ailenize daha fazla fayda sağlarsınız. Ayrıca kendini sevmek size yaşam enerjisi getirir, her sabah yataktan yenilenerek kalkarsınız. Ben en azından böyle hissediyorum, her sabah yeni bir güne uyandığımda o gün işimde üreteceklerimi ya da ailemle, dostlarımla geçireceğim zamanı düşünerek mutlu oluyorum, huzurlu hissediyorum.

Tam olarak yaptığınız meslek nedir? Bir kadın girişimci olarak ne tarz zorluklarla karşılaşıyorsunuz? 

24 senedir iş hayatındayım. 10’un üzerinde ülkede üst düzey yöneticilik yaptım. 50’nin üzerinde farklı ülkede ekipler yönettim. Uzmanlığım pazarlama. Şu an global bir gıda takviyesi firmasının Türkiye, Avrupa ve Avustralya’dan sorumlu Kıdemli Pazarlama Direktörüyüm. Kadın olarak iş hayatında büyük zorluklar yaşamadım, belki de şanslı bir kitledeyim. Ancak biz kadınlar erkeklerden daha fazla şapka takıp, pek çok sorumluluğu aynı anda yerine getirmeye çalıştığımız için zamanla yarışıyoruz, bu da bizi ister istemez yoruyor. İster kadın ister erkek olun, iş hayatı zor, ama önemli olan bu zorluklara rağmen istediğin noktaya ulaşmak. Ben 24 senedir gece gündüz çalışan biriyim, hiç bırakmadım, yılmadım, bunların karşılığını da aldım diye düşünüyorum. Burada kadınlara bir mesaj vermek isterim, ne yaparsanız yapın ailenizin, eşinizin, çocuklarınızın, toplumun size saygı duyması için her şeyden önce de sizin kendinizi saygı duymanız için üretin ister evde üretin ister dışarda üretin, yeter ki üretin.

Aynı mesleği yapan erkeklere göre sizin kadın olarak farklı açıdan bakabildiğinizi düşündüğünüz kısımlar neler?

Biz kadınlar duygusalız. Empati yeteneğimiz bence erkeklere göre daha güçlü. Ama bir o kadar güçlü, düzenli, planlıyız da. Bence kadın olarak iş hayatında duygusal zekâ ve işlevsel zekayı çok iyi bir dengede tutabildiğimiz için bunun avantajını hissediyoruz. Ayrıca ne zaman adım atıp ne zaman geri çekilmemiz gerektiğini de kadın hissiyatıyla zaman zaman daha iyi sezebiliyor, buna göre hareket edince de kazanıyoruz.

Dünya çapında kutlanan kadınlar gününün ülkemizde de yeterli ilgiyi gördüğünü, önemsendiğini düşünüyor musunuz? 

Kadınlar sadece bir gün değil, her gün kutlanmalı. Biz hayatın her alanındayız, her şeye yetişmeye çalışıyoruz; bir taraftan da huzur vermeye, huzur vermek için hayata güzel bakmaya, gülümsemeye… O nedenle bir gün değil, bir kadın her gün kutlanmalı. Ama madem ki özel bir günümüz var, kutlayalım o zaman. Biz önemliyiz, kendimizi önem verirsek özen ve önem gösteriliriz. Bu durumda da bugün en çok biz kadınların sesi çıkmalı ki son yıllarda kadının iş hayatındaki rolünün artmasıyla gerek ülkemizde gerekse pek çok ülkede 8 Mart Dünya Kadınlar gününün daha da özel bir hale geldiğini, daha coşkulu kutlandığını görüyorum. Özellikle bu önemli günde firmaların sivil toplum kuruluşları ile kadınları desteklemek adına yaptıkları sosyal sorumluluk projelerinin sayısının daha da artması gerektiğini düşünüyorum.

Eski zamanlara göre şimdiki nesilde kadınların istedikleri meslekleri yapabilme özgürlüğünün olduğunu düşünüyor musunuz?

Son yıllarda ülkemde de kadınları farklı rollerde görmek bana büyük mutluluk veriyor. Kadından pilot olur mu? Kadın şoför olur mu? Kadın yönetici zayıf mı olur? gibi söylemleri çok şükür neredeyse yıktık. Neden olmasın? Bir kadının başaramayacağı şey yoktur; yeter ki istesin! Bizler kırılgan gibi görünsek de bir o kadar da dayanıklıyız, bizden her şey olur, yeter ki isteyelim. Toplumda hala ön yargılar var ama kadınların son dönemde aldığı roller bu önyargıları yavaş yavaş kırıyor bence. Yeter ki özgür bırakalım, haa bırakılmıyorsak da biz yaratırız özgürlüğümüzü.

‘Beni ben yapan başlıca özelliklerim’ diyebileceğiniz 3 başlık nedir?

 Cesaret, tutku ve aileme verdiğim önem.

What do you think?

Written by bestylemagazine

Hande Gündoğar & Nadas Kazdağları Genel Müdürü

Narod Çetinkaya Pekküçükyan & Games Medya Eş Başkanı