in

Konumuz “Cristóbal Balenciaga”

Eğer izleme fırsatı yakaladıysanız, bu yapımın klasik biyografilerden çok daha farklı olduğunu anlamış olmalısınız. Öncelikli olarak değinilmesi gereken bu başlık etrafında öreceğiz yazımızı. Çünkü merkezde farklı tasarımcıların da yer aldığı bir biyografi bu. Aynı zamanda dizinin hemen hemen her bölümünde izlediğimiz siyasi ve ekonomik durumlarla da yüzleşiyoruz.

Peki kimdir bu Balenciaga’nın yaratıcısı?

Şimdilerde üzerinde konuştuğumuz sezon çekimleri, yıllardır önümüze düşen kalın ayakkabı modellerinden oldukça bağımsız bir marka hikayesi karşılaşıyoruz. Dönemin tek gerçek couteurist’i olarak bilinen Cristóbal, etrafındaki güçlü moda isimleri tarafından da kabul görmüş bu özelliğini her bölümde izleyiciye yansıtmayı başarıyor. Tasarımları işleyişi, en ufak bir detayı dahi atlamaması, defileye birkaç dakika kala olsa bile hayatı düzeltmek için çaba sarfetmesi ve kendi bildiği çizgisinden hiç kopmayaya dair verdiği mücadele… Basın önüne çıkmaktan ve tasarımlarını boy boy göstermekten yana olmadığı için de uzun süre hayalet isim olarak anılması ise üzücü sahnelere tanıklık ettiriyor. Çünkü o zamanlarda da müşteriler için basın ve boy boy yapılan yayınlar satış yapabilmek adına güçlü bir kanal. Balenciaga’nın kontrol mekanizmasının bu denli güçlü olması da bir süre bilinirliğinin artırmasına engel oluyor ve buna şahit olurken nasıl bir hisse kapılmanız gerektiğine karar veremiyorsunuz ne yazık ki.

Bölümlerdeki ince detaylar sizi diziye bağlıyor. Mesela vücut ile kumaş arasındaki boşlukların nedenini öğrenebiliyorsunuz. Veya hayatta kalmaya çalışan bir kişinin savaştan kaçtığı sürede pek de ilgi çekici olmayan modayla ilgileniyor olması da işine olan saygısını vurguluyor. Ve gidişattaki tüm aksamalara rağmen aldığı uyarılara dahi kulak asmayarak hazır giyime geçmeme konusundaki ısrarı da markanın şimdiki yüzünü düşününce bir hayli garipseniyor tabii.

Her bölümde güçlü isimlerin Balenciaga hakkındaki şahane sözlerine tanıklık ediyorsunuz. Sözlerin yanı sıra Chanel, Dior, Givenchy sahnelerin çoğunda aktif isimler. Coco Chanel ve Cristóbal Balenciaga’nın arkadaşlığı ise bölümlerde çok güzel işleniyor. 1971 yılında vefat eden Chanel’in cenazesine katılan Balenciaga’nın aslında Chanel’e fazlasıyla kırıldığı bazı durumlar işleniyor. İkisi arasındaki tartışmaların iyi bir dille ele alındığı bölümler ise dikkat çekici. Bir röportaj sorunu yüzünden araları açılan bu iki dostun tartışmalarının özel hayatı sergilemeye kadar vardığına tanıklık etmek ise izleyiciyi kötü hissettiren detaylardan. Balenciaga ve Mösyö Givenchy arasındaki arkadaşlığı da farklı bakış açılarıyla ele alan dizi, döneminin ezber bozan, kendi içinde uçlarda bir yaratıcılık ve estetik barındıran modellerinin ele alındığı Cristóbal Balenciaga’nın moda serüvenini ince detaylarıyla işliyor. Tabii izleyici sürekli düşündüren kısım ise, ölümü sonrasında ailesinin satmış olduğu markanın bugünkü çizgisi.

What do you think?

Ekonomik Krizin Gölgesinde Kadınlar

Mario Levi’nin Ardından