Geçtiğimiz son beş yıl içerisinde teknolojide, moda da, sanatta çağ atladığımız gibi kurduğumuz ilişkilerde de çağ atladık ve kavramlar çağını başlattık. Love bombing, gaslighting, ghosting, phubbing, cushioning ve aklımızın ermediği daha bir sürü terim… Dünyanın dijitalleşmesi ile bu tarz terimlerin de hayatımıza girmesi ve hızla yayılması çok normal aslında. Fakat baktığımızda sanki bu terimler sanki sadece Z kuşağına hitap ediyormuş gibi duruyor. Z kuşağına ait her on kişiden üçü günlük hayatında, arkadaş grubunda, iş yerinde bu terimlerden en az birini kullanıyor ve elbette en az birine maruz kalıyor. Bu noktada bilinç farkındalığı da devreye girince, yaşadığımız ilişkilerde daha hassas ve duygusal olarak daha derinlere inebiliyoruz. Bu duruma bir nevi göz açıklığı da denilebilir.
Bundan 10-15 sene önceye kadar ilişkileri bitiren şeyler genelde aldatma, kıskançlık gibi şeyler olurken bunlara bir de günümüzde bu tarz terimlerin yaşanmışlıkları eklenmeye başladı. Bu terimlere alışmak sandığımızdan da hızlı oldu ve her biri bir anda hayatımızın bir parçası oluverdi. Bundan sonra ki süreçte de ilişkilerimizde bildiğimiz ama yaşadığımız birçok şeyin ortaya çıkması şüphesiz bir gerçek. Elbette bu terimleri bilmek ve yaşamak arasında ince bir çizgi var. Dilerim hiçbirimiz ilişkilerimizde yaşadığımız tarafta olmayız.