bestylemagazine
16 yıl önce dünyada rakibi ve muadili bulunmayan bir güzellik merkezi modeli olarak Melissima’yı kurup dünyanın en güçlü medikal kozmetik markalarını bünyesine katmış kadın girişimci. Güzelliği, sektöre kazandırdıkları ve zarafetiyle güzellik dünyasının fark yaratan ve öncü oyuncularından biri olarak başarıdan başarıya koşan vizyonerliği, çalışkanlığı ve dürüstlüğü ile fark yaratan bir kadın.
Mesleğinizin üzerine yoğunlaşmadan önce Kadınlar Günü özelinde sormak istediğimiz bazı sorular var. Ülkemizde kadın olmak size ne ifade ediyor?
Atatürk’ün kızı olmak, ‘’ülkem için her gün ne yapabilirim’’, diye uyanma sorumluluğu veriyor. Türkiye’de kadın olmanın üzerine yüklenebilecek en güzel vazife, diye düşünüyorum.
Peki kadın olmanın verdiği his, yaşam enerjinize ve yaşama şeklinize yansıyor mu sizce?
Kesinlikle! Üretken bir bakış açısı ve nazik bir tutum bizi ilişkilerimizde ve dokunduğumuz her şeyde ayrıcalıklı kılıyor.
Tam olarak yaptığınız meslek nedir? Bir kadın girişimci olarak ne tarz zorluklarla karşılaşıyorsunuz?
Bir marka kurucusu ve CEO’suyum. Güzellik sektörüne yatırım yaptığım için kadın olmanın ayrıcalıklı avantajlarından faydalanıyorum. Müşterim ne ister nasıl ister benim için hayal etmek zor değil; zira ben bu sektör için beklentisi yüksek iyi bir tüketiciyim. Girişimci kadın olmak bu ülkede beni zorlamadı. Bir olumsuzluk yaşamadım. İyi eğitimli, görgülü zeki bir kadının her kapıyı nezaketle açabileceğini düşünüyorum. Elbette daha fazla destek almak isterim. Devletin bu anlamda pozitif ayrımcılığına her zaman ihtiyaç var, diye düşünüyorum.
Aynı mesleği yapan erkeklere göre sizin kadın olarak farklı açıdan bakabildiğinizi düşündüğünüz kısımlar neler?
Ben her zaman sorun nedir yerine, burada bana hangi fırsat ve kârlılık var, gözüyle bakarım. Kriz yaratmak yerine, tıkanıklık gördüğüm her şeyde yeni bir kapı açabilecek üretken bakış açısı bana her daim başarı getirmiştir.
Çoğu zaman neşeyle espriye vurarak daha rahat bir iletişim gücü kullanabileceğimizi düşünüyorum. Kadınların gülümseyerek alamayacağı hiçbir şey yok bana göre.
Dünya çapında kutlanan Kadınlar Gününün ülkemizde de yeterli ilgiyi gördüğünü, önemsendiğini düşünüyor musunuz?
Kadınların sorun ve ihtiyaçlarının açık yüreklilikle konuşulduğu tartışıldığı ortamlar ülkemizde ne yazık ki kısıtlı. İstanbul Antlaşması’ndan başlayarak pek çok talihsiz kararın, aklı selim ile yeniden değerlendirilmesi gerektiğini hepimiz biliyoruz.
Mozaik kültürümüzün çok zengin olduğu ülkemizde; eğitim önceliği verilmeyen kız çocuklar, erken evlendirilen genç kızlar, hiçbir zaman çalışma imkanı bulamamış artık meslek yaşı geçmiş emekli ev hanımları, üretim ve hizmet sektörlerinde girişimcilik yapmak isteyen cesur kadınlarımız, sürekli kayıt dışı ekonomiye kurban gitmiş ve hiçbir zaman sosyal güvencesi olmamış fakat yıllardır çalışan emekçi kadınlarımızın elini vicdanına koyan siyasi yönetim birimlerince takip edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Hep şunu söylerim: Burada söz konusu olan benim kızım olsa ne yapardım? Burada bahse geçen benim annem olsa ne düşünürdüm?
İnsanın en sevdikleriyle değerlendirdiği, zihni vicdanı hür, politikadan uzak hizmet anlayışı ülkemizi ileriye taşıyacak.
Eski zamanlara göre şimdiki nesilde kadınların istedikleri meslekleri yapabilme özgürlüğünün olduğunu düşünüyor musunuz?
Kesinlikle bu şekilde düşünüyorum ve bununla gurur duyuyorum.
Eğitim kurumlarından başlayarak fırsat eşitliği sağladığımız her insan, kadın ve erkek olarak bakılmaksızın, katma değer yaratacağı işlerde performans bazlı değerlendirilirlerse, gerçekten çalışanın kazandığı modellerin ödüllendirildiği ekonomiler ülkeye çok büyük değer katacak.
‘Beni ben yapan başlıca özelliklerim’ diyebileceğiniz 3 başlık nedir?
Vizyoner, çalışkan, dürüst. Bu şekilde tanımlanıyorum. Böyle bir ifade bırakabildiğim için çok mutluyum. Çünkü bu üç özellik hayatımın en heyecanlı en genç yıllarından itibaren beni başarıya kavuşturdu.
