Aradığınız Konu ?

Yaralarımızı Nasıl Sarıyoruz?

27 Şubat 2023
Yaralarımızı Nasıl Sarıyoruz?

Bir sabah her şeyinizi kaybetme ihtimalinizi düşünerek tahmininiz mi hiç? Muhtemelen bu denli karamsar bir cümleyi durup dururken düşünmek hiç bir yere varmamıştır. Ama ne acıdır ki Şubat’ta bir sabaha girerken ve elimizi uzatsak tutabileceğimiz kadar yakınımızdaki insanlarımız her şeylerini kaybettiler. Ailelerini, yaşadıkları şehri, düzenlerini, canlarını, evlerini, en sevdiklerini. Bu denli büyük bir travma ile başlayan süreç, saatleri geride bırakan yerini ‘yas’a bırakmaya başladı ve birdenbire hepimiz için en son süreç başladı. O korkunç anları birebir yaşadığımız, toplum olarak aynı yas duygusuna büründükçe oradaki insanımızla. Bu yas sürecini aciyi yasayan insanlara nasil yardimci olabilirim? Kendime nasıl yardımcı olabilirim? Sorularını sorduk her dakika,

 

Peki siz, elinizden gelenin en iyilerinden yaptığınıza inandığınız ama yaptığınız şeyleri işe yaramadığını düşünmez bir an yaşadığınız mı hiç? Bu denli güçlü travmatik bir olaydan sonra birçok hekim, bu hissin kapılmasının normal olduğunu söylüyor. Gücümüzün el becerilerini yaptığımızın en doğrusu, kendimizin sık sık ifade etmek ve kullanmaktan kaçınma duygusundan kaçınmaya çalışmak, bu süreçteki en doğru yollardan biriymiş. Aslında biz de bunu yapmaya çalışsak da hep bir ‘yetersiz kalma hissi’ ile yatıp, yükseldik bir süre.

 

Hele ki bu süreçte öğrendikleri diğer bir şey ise; sosyal medyanın acısının korunması için çok iyi bir araç olduğu. Hepimizin sonunda bunu kabul ettik ve yayınlanan tüm yayınlara kulak astık. Ama bu sosyal medya öyle ince bir çizgi ki, her geçen gün paylaşımlar tekrarlandıkça, sen evindeki kahvenle bu görüntülere bakıldığında bir süre sonra duyarsızlaşabilme hissine kapılmakla kapılmamak arası ziyaret geldin belki de birçok kez. Çünkü bu denli büyük bir felakette duyarsızlaşmak, en çok korkulan bitişler ve sen duyarsızlaşırsan oradakilere ihanet görmüş olacaksın.

Uyuyup yeniden uyandığımız ama bir türlü normal hayata adapte olamadığımız sabahlarda, yasın tutuş şeklinin doğru ya da yanlış olarak ayrılmaması gerektiğini kabul ettikleri aslında. Herkesin yası yaşama şekli kendine göre farklıymış meğer. Her yasta muhakkak bir yürütücülük vardır, yalnızca dereceleri kisiye göre degisiklikler.

Bu zaman diliminde öğrendiğimiz diğer duygu bölmesi ise; Acından utanma, iyiye gitmek için kendini çekiştirme. Kim ne der düşüncesinden uzaklaşıyor, nihai var diye soruyorlarsa diye kendini acı çekmiyormuş gibi yapmaktan vazgeçiyor. Acı senin. Yasin senin. Ve bu yas belki de ömrünün sonuna kadar hep bir yerde saklayıp ara ara çıkarmak isteyeceğin bir durum haline gelecek.

Şimdi bu yarayı sarmak için kendine yazdırman gereken bazı hikayeleri tekrarlama zamanı!

İyileşmek ve unutmak insanın doğasında vardır.

Her geçen gün kendini daha güçlü hissetmen gerekli çünkü sen hayattasın ve birçok olumsuzluğun altından kalkıyorsun.

Sana, senin acına, sen izin verdiğin sürece herkes yardım etti ve hiç de yalnız değilsin.

Şimdi ve bundan sonra sana nasıl yardımcı olabileceğini daha iyi bilen insanlar var.

Yavaş yavaş rutinlerine dönmek seni çok daha iyi hissettirecek çünkü artık hepimizin eskisinden daha güçlü bir bağ ile bağlıyız.

Hepimiz aynı havayı yeniden çözebilirsek anlamı var.

Tuğçe Orçunus
Editör / Yazar
Diğer Yazıları Gör

Sürdürülebilir Moda Nedir?

Hızlı Moda ve Yavaş Moda Nedir?

Bültenimize kayıt olmak
ister misin?

Be Style haberlerini ve gündemini takip et.

Şimdi Kaydol