in

RUE 1387 & FD ARCHITECTURE INTERIOR DESIGN KURUCUSU; FUNDA ARKAS

 

Bugüne kadar özgün tarzıyla Türkiye’de ve yurtdışında pek çok mekânın iç tasarımına imza atan FD Mimarlık kurucusu Funda Arkas; 1997 yılından bu yana, Alaçatı’dan Londra’ya uzanan bir yelpazede bazen bir ev bazen bir ofiste, dokunuşlarıyla renk ve ışığın ortak enerjisinde buluştu. Yine Funda Arkas’ın kurucusu olduğu konsept mağaza RUE 1387 ise, farklılığı yakalamak isteyenleri Alaçatı Hacımemiş Mahallesi ve İzmir Alsancak’a davet ediyor. FD Architecture’ın projelerini sergilemek ve kullandıkları ürünleri teşhir etmek fikrinden doğan RUE 1387, eski Louis Vuitton valizlerden İkinci Dünya Savaşı’ndan kalma antikalara, Mackenzie Childs’dan ya da Fornesetti’den seçilen objelere kadar birçok seçenek sunuyor. Funda Arkas’ın özgün stili ve kreatif tasarım çizgisinin merak edilen detaylarını sizler için inceledik.

 Ne zamandır sektörün içindesiniz? Kariyer sürecinizden bahsedebilir misiniz?

Mimar Sinan Üniversitesi’nde aldığım mimarlık eğitiminin hemen ardından, 1997 yılında FD Architecture’ı kurarak profesyonel iş hayatına adım attım. Mimarlık ve tasarım gibi yaratıcılık gerektiren mesleklerde başarılı olmak için insanın içinde büyük bir tutku olması gerektiğini düşünüyorum ve ben de bu tutkuya en başından sahip bir insan olarak, tam 21 senedir faaliyetlerimi sürdürüyorum.

 Hangi mekânların iç tasarımında imzanız var? Bugüne kadar tamamladığınız projeler arasında sizi en çok tatmin eden hangisiydi?

Ev projelerimiz, butik oteller, cafe, restoranlar ve işyerleri dâhil birçok projeyi tamamladık. Kişisel olarak daha çok konut projelerini yani yaşam alanlarını tasarlamayı seviyorum.

FD Mimarlık’ın çalışma alanlarında neler var?

FD Architecture olarak, ağırlıklı anahtar teslim projeler yapıyoruz. Çizim aşamasından başladığımız projeleri, belli bir karaktere sahip iç mimarisi ve dekorasyonu tamamlanmış şekilde teslim ediyoruz. Ev sahiplerine, sadece kişisel eşyalarıyla gelip yerleşmek kalıyor.

RUE 1387 nedir? Nasıl ortaya çıktı?

Yurtdışında katıldığım müzayedelerden topladığım, çeşitli sanatçılara ait eserlerin, kıymetli vintage parçaların yer aldığı RUE 1387; FD Architecture projelerinin tamamlayıcısı olacak bir konsept mağaza fikriyle ortaya çıktı. Her yerde rastlanmayan ve kullanıldığı mekânda varlığını gösteren parçalar seçiyorum. Louis Vuitton valizler, 1940’lardan kalma antikalar, Mackenzie Childs’dan ya da Fornesetti’den seçtiğimiz ürünlerden oluşan geniş bir yelpazesi var RUE 1387’nin.

Tasarımlarınızda uyguladığınız, bakıldığında “Funda Arkas işi” dedirten, imza niteliğinde bir özelliğiniz var mıdır?

Eski ve yeniyi harmanlamayı, sıcak dokular ile soğuk malzemeleri kombinleyerek vurucu ve etkileyici detaylar ortaya çıkarmayı seviyorum. FD Architecture projelerinde sıkça metal konstrüksiyon, zeytin, akçaağaç, ladin gibi özel ağaçları kullanarak yeniyle eskiyi bir araya getiriyoruz. Örneğin Fransa’da eski bir şatodan çıkan bir tablo ile metal konstrüksiyonu bir arada kullanıyorum.

Sizin yaşam alanınızı da merak ediyoruz. Bir iç mimar olarak, evinizde sık sık dekorasyon değişikliği yapar mısınız?

Paşalimanı’ndaki kendi evimizin proje tasarım sürecinde, doğanın dokusunu bozmamaya özen gösterdik. Zen bahçeleri ile süslenmiş ve konfor açısından da akıllı ev olarak nitelendirebileceğimiz bir ev… Dekorasyonda kullanılan malzemelerin birçoğu ise, özel yapım mobilyalardan ve yurtdışından toplanan özel aksesuarlardan oluşuyor.

İç mekân dekorasyonunda dikkat edilmesi gereken temel noktalar nelerdir?

FD Architecture olarak tamamladığımız her evde en önem verdiğimiz konu; yarattığımız enerji ve aura. Kişi o evden içeri girdiğinde, aynı anda hem heyecan duygusunu tatmalı hem de evin huzuruna varabilmeli ve kendini evinde hissetmeli. Mekânın her metrekaresini verimli kullanarak yaşayan alanlar yaratmak ve bu enerjiyi burada yaşayacak insanlara aktarabilmek benim için önemli.

Dekorasyon sırasında yapılan en büyük hatalar nelerdir sizce?

Müze gibi projeler tasarlamanın doğru olmadığını düşünüyorum. Dekorasyon samimi olmalı. Yaşam alanı, huzur, her şeyden önce geliyor. Ofisten, evden kapıdan içeri girdiğiniz zaman, orada mutlu ve konforlu olmalısınız.

Dekorasyonda da, moda gibi devamlı değişen trendler var mı? Mesela bu sezon neler ön planda olacak?

Hiçbir zaman sıkı bir trend takipçisi olmadım. Yeni yerler keşfetmek en büyük hobilerimden. Farklı seyahatlerimde, beni çarpan detayları kendi tarzımla harmanlayarak kullanıyorum. Kendi trendlerimi kendim oluşturuyorum diyebilirim.

En çok tercih ettiğiniz renkler hangileridir? Renklerin bir dili, yansıttığı bir duygu var mıdır?

Benim için öncelik her zaman insanı dinlendiren, huzur veren, sakin renklerdir. Projelerimde de, kendi evlerimde de pastel tonlar, keten ve gri tonlarını kullanırım. Tabii projeye ve müşteri taleplerine göre değişkenlik gösterebiliyor.

Dekorasyonun ruh haline olan etkisine inanıyor musunuz?

İçinde vakit geçirilen mekânların ruhumuz için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bir insan ancak evinde huzurluysa, hayatını da aynı şekilde huzurlu ve pozitif bir yaklaşımla geçirebilir. Nasıl rahat bir ayakkabı ile hareket kabiliyetiniz çoğalır ve özgürleşirseniz, iç mimari ile de ruhunuzu dinlendirir, huzur bulabilirsiniz.

Yakın gelecekteki projelerinizden bahsedebilir misiniz? Sizi hangi projelerde göreceğiz?

Bu dönem Alaçatı projelerine yoğunlaştık. Tarihi dokuları koruyarak yenilediğimiz taş Rum evleri, beni şu sıralar heyecanlandıran projelerimizden. Aynı zamanda “alalaçatı” isimli bir marka kurduk. Temelden yaptığımız gayrimenkul projelerinin satışlarını buradan yapıyoruz.

Dünya çapında ya da Türkiye’de ilham aldığınız isimler var mı?

Kelly Wrestler, zamansız ve benzersiz projeleri ile beğendiğim mimarlardan. Yine Benjamin Vandiver’in pirinç ve ahşapları kullanış tarzını, yeşilleri dekorasyonda kullanış şekillerini beğeniyorum.

Mimarisinden en çok etkilendiğiniz, size ilham veren şehir hangisidir?

Fransız ve Toskana mimarisi beni her zaman etkilemiştir. Eklektik koltuklar, dökme demirden askılıklar, siyah beyaz parçalar ve ahşap sandalyelerle Toskana tarzından ilham alırken kullandığımız perde tasarımları, renkli duvar kâğıtları ve meşe dolaplarla Provence’ı yansıtmaya çalışıyoruz.

 Tasarımcı olmak günlük stilinize de yansıyor mu? Stilinizi nasıl tanımlarsınız?

Günlük stilim sadelik ve konfor üzerine şekilleniyor. En büyük tamamlayıcım ise saatlerim.

What do you think?

Written by bestylemagazine

Deniz kabuklularının tek adresi SOTA ALAÇATI

Sezon Bitmeden En Tropik Parçalar