in

RÖPORTAJ | SELEN SEVİGEN

 

TV yapımcısı ve programcısı Selen Sevigen, Alfa Yayınevi etiketiyle çıkan ilk kitabı ‘Ana Yemekte Aşk Var’ ile uzun süre sonra karşımızda. Sevigen,  4 yıllık çalışmanın sonucu ortaya çıkan ve 100’e yakın denenmiş tarifinin yer aldığı bir rehber hazırladı. Sevdiklerimize pişirebileceğimiz tarifleri, ilişkilerin ve aşkın formülleriyle birlikte harmanlayan başarılı, çalışkan ve  çok güzel bir anne olan Selen, kitabında harikalar yaratıyor. Bugüne kadar benzerine az rastlanacak tarzıyla dikkat çeken ‘Ana Yemekte Aşk Var’ kitabı, hayatımıza ve soframıza renk katmaya hazırlanıyor. Hemen alın ve sevdiklerinize  yemek yapmaya başlayın, çünkü mutfakta Selen Sevigen var.

 

Sizi TV yapımcılığı kimliğinizle tanıyorduk, yemek yapma tutkusu ve yazarlık ne zamandır hayatınızda?

Yemek yapmaya boyumun tezgaha yetişmesi ile başlamış olabilirim. Yapımcılık kariyerim öncesinde de aslında yemek yapmak her zaman benim için büyük aşk ve heyecan demekti… Mutfakta kendini kaybeden tiplerdenim biraz. Sonra sevdiklerime yapmanın, onları beslemenin tadının, yemek yemekten daha leziz bir şey olduğunu hissettim. Tabii ki ailem ve hayatın içerisindeki rolüm büyüdükçe ve kızlarımla hayatımın en huzurlu günlerini paylaştıkça mutfak ile ilişkim güçlendi. Çünkü bizim evde yemek yemek, o günkü yemeği seçmek, onu paylaşmak hayatımızın en büyük renklerinden biri ve her gün yiyeceğimiz öğünler için heyecanlanabiliyoruz. Aslında yemek yapmak ve yazarlık, benim yaşamımın gelişmesi ve dönüşmesi ile ortaya çıkan şeyler diyebiliriz.

Kitabın adı “ana yemekte aşk var”. Neden bu isim? Aşk ve yemeği nasıl birleştirdiniz?

Aşk ve yemek birbirlerine benziyorlar bence… Aşamaları, felsefeleri, tatları itibariyle çok tatlı paralellikler keşfettim. Aşk da yemek gibi biraz. Başlangıcı var, tatlı veya mayhoş mutlaka bir finali var. Yemek terminolojisi de adeta aşkı anlatır gibiydi. Mesela; “her gün aynı pilav yenmez, kaçan balık büyük olur, aşkla karın doymaz, makarnayla doyar” gibi. Bu yüzden kitabın adında aşk ve yemek birlikte olmalıydı. Hem sevdiklerimize pişireceğimiz tarifler hem de naçizane bir ilişkiler rehberi olmalı diyerek yola çıktım… Mesela başlangıçlar; yemeğe en aç ve iştahla oturduğumuz sırada soframıza gelen başlangıçlara adeta saldırırız. Aynı şekilde ilişkinin başında her şeyi bir çırpıda yaşamak isteriz. Bu noktada, kitapta bulacağınız tavsiye şu oluyor; karnınızı başlangıçlarla doyurmayın, ana yemeğe yer kalsın, ilişkinin başında da her şeyi hızlıca yaşama telaşına düşmeyin, zamana yayın, bazı şeyleri erteleyin, tadı daha çok çıkacaktır. Bu sadece bir örnek, bunun gibi bir çok bölüm var kitapta.

Kitabınız standart yemek kitaplarından farklı, pek örneği yok… Çevirisini yapıp dünyaya sunma hedefiniz var mı?

Kesinlikle. Ben yurt dışında şansı açık biriyim. Aradığımı hep bulurum. Gerek kitabın diğer yemek kitaplarından farklı olması, gerekse Türkiye gibi lezzet cenneti bir ülkeden çıkıyor olması gibi sebeplerden dünyada bir çok dile çevrilip çok da başarılı olacağına inanıyorum. Tabiki ilk hedef, kitabı Türkiye’de tanıtıp sevdirmek.

Kitaptaki favori tarifiniz hangisi?

Lovemacun J evet evet lahmacun değil lovemacun, Türk stili aşk yemeği. Baharat ve acılı yemekleri çok seviyorum. Geleneksel lezzetlerimize olan tutkumuzu da kitabın yapısına uydurdum ve kendim evde yaptığım lahmacun tarifimi de ekledim. Lahmacun sevmeyen var mıdır? Love Macun demek çok sempatik geldi bana. Bir de“Asya usulü İncik” var, çünkü tam bir et oburum ve “ben yapıyorum, oluyor” diye demiyorum, gerçekten çatal bıçaksız dağılan bir et tarifi. Sosu da sirkeli ve soyalı olduğu için damak tadıma çok hitap ediyor. Rizottolarıma da bayılıyorum, hepsi bebeğim gibi. Ayıramadım galiba J

Yediklerinize dikkat eder misiniz? En sevdiğiniz mutfak hangisi?

Elbette. Bedenimize giren her yiyecekten sorumluyuz. ‘Ne yersen o’sun bana göre. Ben hamur işini nadiren tüketen biriyim. Bol proteinle besleniyorum. Neredeyse haftada 6 -7 gün spor yapıyorum. Kendi bedenime uygun yemek ve egzersizleri keşfetmeye çalışıyorum. Rahatsız eden, şişkinlik yapan yiyeceklerden uzak duruyorum. İnsan hazmedebileceğini tüketmeli bence. Sadece yemekte değil hayatın her aşamasında, ilişkilerimizde de bence böyle olmalı.

Kitabı kızlarınıza ithaf etmişsiniz. Onlar bu kitaptaki tüm yemekleri yediler mi?

Hepsini yediler, puanladılar. İlk başlarda 100 alıyordum, zamanla 200 ve şuan 1000 puana geldim. Kızlarıma da farklı lezzetler denetmeye bayılıyorum. Damak tatları gelişmiş olsun istiyorum. Bizde bildiğimiz fast food tüketimi de minimumda. Hamburgeri, pizzayı evde birlikte yapıyoruz. Mutfak asistanlarım onlar benim.

Yemek yapmayı bir kariyer olarak düşünüyor musunuz? Mesela bir TV programı veya Youtube kanalı?

Şuanda bunun hazırlığındayım. Sevenler gelecek, sevdikleri birine birlikte yemek yapacağız ve sonra bu kişi geldiğinde ona hazırlanan yemekleri güzel güzel yiyeceğiz. İllaki sevgililer, eşler olmayacak, aileden biri ile veya kardeş, kanka ile bile katılmak mümkün. Maksat sevgi ile sevdiğimiz birine sevdiği yemeği pişirmek, yemeği ve hayat deneyimlerimizi paylaşmak.

Bir aşk ilişkisinde yemeğin yeri sizce nerede? Yemekte uyum aşkta uyumu getirir mi?

Ben kitapta ilk şunu sordum; insanlar ilk görüşmelerini niçin yemekte yapar? Çünkü yemek masası bir nevi er meydanıdır. Ne yediğimiz, nasıl yediğimiz, yerken ki konuşmalarımız, aksiyonlarımız, çatalı bıçağı tutuşumuz bile karşımızdaki insanı bize, bizi de ona anlatır aslında. Seçilen restorandan tutun, karşınızdakinin seçtiği yemek bile onun hakkında çok şey gösterir. O yüzden bence yemek tercihlerinde uyumlu olanların ilişkilerdeki uyumu da daha olasıdır.  Kısacası; aynı yemeği yiyorsanız aşkınızın ömrü uzar!

Kitapta her bölüm ilişkilerle ilgili farklı bir konuya değiniyor. Bu aslında ilişkiler için aynı zamanda bir başucu kitabı da olabilir mi?

Başucunuza koyarsanız kilo alabilirsiniz! Şaka bir yana, ben sadece bir yemek kitabı diyemem bu kitaba. İlişkilerinde çıkmaza girmiş veya standart düşüncelerden kurtularak yeni bir bakış açısı kazanmak isteyen herkes okuyabilir. Bence hayatta herkes kendi payına düşeni de alır. İllaki aklınızın bir köşesine kazınacak bir söz veya en sevdiğinize yapacağınız bir tarif bulacaksınız.

Aşk mı, yemek yemek mi?

Aşksız insan aç kalır bence.

 

What do you think?

Written by bestylemagazine

RÖPORTAJ | ZEYNEP MANSUR

RÖPORTAJ | FELEKŞAN ONAR