in ,

Paltoi Markasının Kurucusu Gülüm Kıvırcık’ı Yakından Tanıyoruz!

Gülüm, bir süre önce instagramda karşıma çıktı ve paylaşımları ilgimi çekti. Takip ettikçe aslında uzun zamandır bildiğim Paltoi markasının kurucusu olduğunu fark ettim. Ve spora olan odağı, sağlıklı yaşamı, ürettiklerini kombinlerken yaptığı seçimleri günden güne ilgi çekici hal aldığından dolayı bir araya gelerek hem markasını hem de sosyal medyayı yönetim şeklini konuştuk.

Marka hikayen 10 yıl önce başlamış. Merak ediyorum, neden palto?

Çünkü aile işimiz daha doğrusu babamın üretim gücü… Ben de çocukluğumdan beri, kendimi bildim bileli kumaş toplarının üstünde uyurken ya da oyun olsun diye bana verdikleri kumaşlardan kartela yaparken hatırlıyorum. Başka bir şey yapmam imkansızdı sanki… Tüm üretim süreci kendi fabrikamızda gerçekleşiyor.

Marka yaratım süreçleri hep sancılı olur. Sen nasıl bir oluşum süreci geçirdin?

Benimki açıkçası çok kendiliğinden ve kolay oldu. Yurt dışından yeni mezun olup dönmüş ve biraz babamla şirkette çalışmaya başlamıştım. Fakat tamamen tecrübe edinmek ve daha sonra kendi giyim markamı kurmak vardı aklımda. O sıralar sadece dış giyim üretimimiz vardı ve benim de palto üzerine yoğunlaşmak pek de aklımdan geçmiyordu. Ben baya baya hazır giyim tasarım markası yapmak istiyordum. Ama kısa bir süre sonra tabii yerimde duramadım. Bakıyorum fason üretim yapıyoruz ama elimin altında atölye var. Bir iki modelde değişiklik yaparak kendim giymeyi düşündüm. Tabii o modelleri etrafımdakiler, arkadaşlarım aşırı beğenip sormaya hatta istemeye başladılar. Ben de yine tamamen şans eseri en yakın arkadaşlarımdan birinde otururken bir etiket yapma fikrim doğdu ve arkadaşım iki dakikada etiketi yaptı. Ve ismi Palto oldu, oradaki tasarımdan dolayı ise herkes Paltoi olarak okumaya başladı. İsmi öyle kaldı, etiketler hazırlandı ve bir anda marka ortaya çıktı. Daha sonrasında ise satışlara hepimiz şaşırdık ve gerçek bir branding çalışmasına geçiş yaptık. Yani aslında ilk başta ürün ve piyasada bir açığı yakalamamız, babamın üretim gücü ve benim bunu markalaştırmam ile oluştu.

Türkiye’de başladığın bu serüven, İtalya ve Fransa’ya da erişti. Haliyle de lüks marka anlayışın, uluslararası bir boyuta taşınmış oldu. Bu bizler için de büyük bir gurur. Markaya olan yaklaşım yurt dışında nasıl gidiyor?

Çok güzel gidiyor. Bir iki senedir biraz kişisel sebeplerden dolayı markaya ara vermiş gibiydim daha doğrusu satış ve üretim devam ederken benim dikkatim, enerjim orada değildi… Ama yinede en çok satış yaptığımız sezonlar oldu. Biraz markayı bırakır gibi olsam da marka beni bırakmadı. O nedenle bu sezon geri dönüş yaptım, şu an yurt dışı ile ilgil çok güzel planlarımız var. Daha önce olmadığımız ama aslında olmamız gereken yerlere geliyoruz. Aslında Italya firmamız var ve ben 5 sene İtalya’da yaşadığım için İtalya ayağımız çok kuvvetli keza Fransa’da öyle. Çalıştığımız birçok private label markaları Fransız ve İtalyan, o nedenle kendi markamız ile piyasaya hızlı ve rahat bir şekilde girdik. Şimdi ise başka ülkelere ve daha niş noktalara yayılma vakti.

Baktığında paltolar özelinde sanki modellerde çeşitlilik bir süre sonra sınırlı kalırmış gibi geliyor ama işin içinde olunca eminim öyle değildir. Paltoi’de model seçimleri hep senin elinden mi geçiyor yoksa tasarım ekibine mi teslimsin?

Bizim şu an satışta 15-20 modelimiz var ama babamı zor tutuyoruz… Fabrikada yaklaşık 1.500 2.000 model var ve her geçen gün daha fazla yapılıyor. Ben az ve öz ürün taraftarıyım ama babama kalsa hepsini koymak istiyor. Ben daha çok satılan ve istenilen modelleri koyuyorum yoksa müşteri minik detay farklarını fark etmeksiniz modellerde kaybolup kararsız kalıyor. Tasarım konusu ise ekip çalışması. Benim kendi modellerim var, babamın ise kendi modelleri. O benim modellerimi, ben onun modellerini alıyoruz, kendimize göre tasarımını değiştiriyoruz.

Peki malzeme seçimlerini nerelerden yapıyorsun? Ve en belirleyici özelliğin, olmazsa olmazların neler?

Kumaş ve Kalıp! Markamızda en en güvendiğimiz şey ürünümüz. Kumaşlarımız İtalyadan Prato bölgesinden dünyaca ünlü markaların kumaşlarını aldığı fabrikalardan, aynı kalite kumaşlar. Ve bu markalar aynı kumaşla aynı ürünü 3-4 katına satıyor. İşte burada bizim farkımız ve müşterimizin bize bağlılığı başlıyor. Gerçekten bizden palto alanlar, bir daha başka yerden almıyor. 

Bize Paltoi kadınını tarif eder misin?

Paltoi kadını gerçekten bir ‘Silent Luxury Kadını’. Onun için en önemli unsur kalite… Kaliteli kumaş, kaliteli kalıp ve rahatlık. Moda ve trendler daha sonrasında geliyor.

Nasıl ulaşabiliyoruz paltolara? Showroom var mı? Yoksa sadece online satış mı?

Şu an için sadece online satışımız mevcut. Daha öncesinde lüks mağaza zincirlerinde ve Bebek’te açtığımız showroomda satışımız vardı. Korona zamanında showroomu kapattık. Online websitesinden fazla ve rahat satıyoruz. O nedenle böyle bir modele geçtik ama önümüzdeki sene hem yurt içi hem yurt dışında satış noktalarında büyük değişiklikler ve yenilikler olacak.

Bir de markan dışında kendi özel hesabınla ilham verdiğin kitle var. Bende sıkı takipçinim. Yediğin, içtiğin, gezdiğin noktaları paylaşmanın yanı sıra spor rutinin oldukça ilgi çekici. Bu tutkunun devamlılığını sağlamak mı sana hayat enerjini veriyor?

Çok mutlu oldum duyduğuma. Evet spor benim için olmazsa olmaz daha doğrusu sürdürülebilir bir sağlıklı yaşam tarzı diyelim. Korona zamanı tekstili ve markayı biraz bıraktım ve sosyal medyada antreman ile spor hayatımı paylaşmaya başladım. Benim için bir tutku üzerine başlayan eğitmenlik serüveni sayesinde sertifikalar aldım ve bootcamp’ler yapmaya başladım. Arada dersler verdim. Şu an tam olarak istediğim noktadayım, hem spor hem tekstil, yani iki kişiliğimi harmanlamak üzereyim çünkü o da bir yarı zamanlı işe dönüştü benim için. İkisi de tutkum, birini yapmak için diğerini bırakmam gerekmediğini anladım. Ve gerçekten insanlara yardımcı olduğumda kendimi daha mutlu hissediyorum. O nedenle bu sosyal medya ve spor kısmı aslında insanlara iyi gelerek kendimi, ruhumu beslemek için. 

Hep meraklı mıydın sağlıklı yaşama, düzenli spor hayatına? Yoksa zamanla mı oturdu bu sistem?

Hep meraklıydım ama hiç oturtamıyordum. Hem çalışma düzeni sabah 9 akşam 9 imkansız oluyordu ama beni mutlu eden gerçekten akıl sağlığımı korumamı sağlayan şey spor ve rutinler… Beni huzurlu ve mutlu yapıyor. Ben bir kadınım ve kendime öncelik, değer veriyorum. Kendimi en iyi halimde, sağlıklı ve güzel hissetmek istiyorum. Böyle hissetmediğim zaman mutsuz oluyorum, o nedenle bununla ilgili yapabileceğim bir şey varsa kendime öncelik veririm her zaman. Ben iyi olduğumda, iyi hissettiğimde, işim, ilişkilerim her şeyim iyi gidiyor. Düzenim kendi kendine oturdu. Kendi markamın yannda babamın işinde de çalışıyordum onu bıraktım. Şu an sadece Paltoi ve spor işine odaklıyım. O yüzden bu ikisi etrafında düzen oluşturuyorum.

Markana geri dönecek olursak palto dışında zamanla eklemek istediğin farklı bir ürün grubu var mı?

Bu ay ceketler geliyor. Zaten üretiyoruz neden kendi markamızda yok diye düşündük. Hatta geç bile kaldık. Daha sonrasında hazır giyim hep hayalim ama çok marka olduğundan emin olamıyorum. Ama biz Paltoi ile bence üretici gücümüzden dolayı piyasada tek ve özeliz.

Markanın 10.yılında istediğin noktada mısın peki?

Asla istediğim noktada olmayacağım, benim için hep değişim & gelişim ve ilerleme var hayatta. İstediğin noktaya gelmek bitiş demek benim nezdimde. Ama şöyle cevaplamak isterim ki bu iki senelik arayı hızla kapatmam gerektiğini düşünüyorum çünkü potansiyeli çok yüksek bir markayız. Ama müşteri ilişkileri açışından istediğim yerdeyim, onu yakaladık.

Bir Paltoi’yi üzerinde en çok görmek istediğin dünyaca ünlü kadının kim olduğunu sorsak.

Elsa Hosk, Hailey Bieber… Tarzlarını çok beğeniyorum ve ne giyseler çok güzel taşıyorlar.

Markan özelinde 5 ve 10 yıl sonrası için hedeflerin neler?

Bu sezon erkek koleksiyonumuz satışa çıktı, hem kadın hem erkek koleksiyonlarını yalnızca Avrupa değil Asya ve Amerika marketine girmek. Şu an İtalya Floransa’da showroom açıyoruz, bunu Paris Milano gibi noktalara taşımak ve hatta mağazalaşmak var. 

What do you think?

Lüks Desenlerin Markası Oopscool’un Kurucusu Pınar Uçar Gül ile Keyifli Bir Sohbet Gerçekleştirdik!

2024’ün Beslenme Trendleri