in

Mayıs Kapak Yıldızı Öznur Serçeler!

Hem çok genç hem de oyunculuğuyla izleyicinin fazlasıyla beğenisini kazanmış bir isim Öznur Serçeler. 100.sayımızda kapak konuğu olarak ağırladığımız Öznur ile, ışıl ışıl ve enerjisi bir hayli yüksek çekime imza attık birlikte. Her geçen gün yer aldığı projeleriyle dikkatleri üzerine çekmeyi başarmış ve yepyeni projeler için de var gücüyle çalışmayı hedefleyen bir oyuncu. Şimdilerde de 13 Mayıs’ta vizyona giren Allah Yazdıysa Bozsun filminin heyecanını yaşıyor. Biz de bu çok kıymetli sayımız için bir araya gelerek tüm detayları konuştuk.

RÖPORTAJ KEZBAN BELET

FOTOĞRAF FURKAN ERBEY

STYLING HAMİYET AKTAŞ

MAKYAJ CÜNEYT SEVEN

SAÇ GÖRKEM GÜRER

DİJİTAL İÇERİK DİREKTÖRÜ TUĞÇE ORÇUNUS

DİJİTAL İÇERİK EDİTÖRLERİ KEZBAN BELET, NAYMAN BATİMOR

MEKAN FAIRMONT HOTEL’E TEŞEKKÜRLER

1987 yılında Kayseri’de doğdun. Eğitimini müzik ve konservatuar üzerine tamamlamışsın. Aslında bu noktaya gelene kadar hayatını sen istediğin gibi şekillendirmişsin sanırım. Bize biraz bu hikayenin başlangıcından bahseder misin?

 Anaokulundan itibaren sahnede olmayı seven bir çocuk oldum. Evimizde de öyle bir ortam vardı. Babam üniversitede müzik bölümünde hocaydı. Annem de evde bizimle hep şarkılar söylerdi. Bizde bütün kardeşlerim olarak konservatuvara yöneldik. Ben konservatuvarın klasik batı müziği flüt bölümünü bitirdikten sonra, ya yurt dışında ya da Türkiye’deki bir orkestrada çalışmaya başlayacaktım. Yurt dışında yaşamak istemediğim için sadece türk orkestraları seçeneğim kalmıştı. O dönem orkestralar yeni müzisyen alımını durdurduklarını açıklayınca tesadüfen tiyatro bölümünden bir arkadaşımın önerisiyle Ankara’da çekilen bir dizide oynamaya başladım. Hayatımda hiçbir zaman oyunculuk yapabileceğimi düşünmemiştim, deneyip yapabildiğimi ve zevk aldığımı görünce sanatın bu alanına yöneldim. Sonrasında bu konuda eğitimler alarak kariyerime başlamış oldum. 

Nuri, Emret Komutanım, Evli ve Öfkeli, Komedi Türkiye, Erkenci Kuş gibi birçok yapımda izledik seni. Baktığımızda hepsi birbirinden farklı karakterlerdi. Bir oyuncu olarak bugüne kadarki en büyük ‘challenge’lardan biri hangi yapımın içinde olmaktı senin için?

Dizi olarak ‘Erkenci Kuş’taki Leyla karakteri diyebilirim. Çünkü projenin uzun bir süre devam etmesi, karakterin duygusunun bu süreçte değişimlere uğraması ve benim bunu seyirciye doğru bir şekilde geçirmeye gayret etmem diyebilirim. Ama asıl challenge hangisi diyorsak buna 8 yıldır Moda Sahnesi’nde oynadığım bütün ‘Çılgınlar Sever Beni’ oyunundaki Maria karakteri derim. Çünkü oyunun içindeki dinamik, her seyirciyle başka reaksiyonlar almak, turneler, oyuncu değişikliği ve karakterin yıllar içinde yaşamak zorunda olduğu gelişimle birlikte bir oyuncu olarak beni hem en çok zorlayan hem de en çok geliştiren rol Maria’dır.

Dizilerin yanı sıra film geçmişin de oldukça geniş. İkisinin de zorlu yanları var. Ama merak ediyoruz, hangi tarafın seni daha çok beslediğini düşünüyorsun?

Başı ve sonu belli olduğundan filmlerde çalışmak daha rahat geliyor. Fakat dizide oynamak çalışma saatleri bakımından zor olsa da, beni kondüsyonda ve dinç tutuyor. İkisi arasında kıyas yapamam. İkisinin de beni beslediği farklı şeyler oluyor. İşin özü ben oynamayı seviyorum, dolayısıyla ben oynadıkça besleniyorum.

Bir projeye başlarken seçtiğin kriterlerin var mıdır? Sana göre bir senaryoda olmazsa olmazlar nedir mesela?

Benim için bir projeye başlarken önemli olan birkaç şey var. Bunların en başında birlikte oynayacağım insanlar yani dizinin castı. Sonra yönetmenin ve senaristin kim olduğu. Tabi bir de yapım şirketi faktörü var. Daha önce çalıştığım insanların olması bir yerde bana güven veriyor. Ama tabii ki herkesle çalışmış olmak imkansız. Burda da tanıdık telefon joker hakkımı kullanıp küçük bir araştırma yapıyorum. Senaryoda olmazsa olmaz sorusuna gelirsek oynayacağım karakterin bir amacının olmasına çok önem veririm.

29 Nisan’da kadrosunda yer aldığın ‘Aynasız Haluk’ filmi vizyona girdi. Nasıl geçti film çekim süreci?

Çekimlerimiz Antalya’da ve hep güzel mekanlardaydı. Çok keyifli ve eğlenceli bir şekilde çalıştık. Komedi oynamayı sevdiğim için benim için zevkliydi.

Bu ay da 13 Mayıs’ta vizyonda olacak ‘Allah Yazdıysa Bozsun’ filminde başrollerden birini canlandırıyorsun. Filmin konusundan ve rolünden biraz bahsedebilir misin?

İnsanın korktuğun şeyin başına gelmesini anlatan bir komedi filmi diyip küçük bir ipucu vermiş olayım. Canlandırdığım ‘Eliz’ karakteri aslında Öznur’un tam tersi şekilci ve materyalist ve tüm kariyerini evlenmek üzerine kurmuş bir kişi. Gerçek bir aşk hissetmediği halde zengin bir adam olduğu için Burak ile evlenmeye dair bir saplantısı var. Bu konuda ne kadar ileriye gidebilirse o kadar ileriye gidildiğini izleyince göreceksiniz.

Senin hiç ‘Allah Yazdıysa Bozsun’ dediğin şeyler var mı?

Tabii ki herkes gibi benim de korkularım var. Mesela hiç istemediğim bir şehirde yaşamak zorunda kalmak ya da uçaktan atlamak zorunda kaldığım bir sahne çekmek. Ama en korktuğum şey üşümek zorunda kalacağım bir sahneyi oynamak. Mesela kutuplarda bir film çekmek.

Seni genellikle romantik komedilerde izliyoruz. Bu senin kendi seçimin mi oluyor genelde? Yoksa gelen projeler mi hep bu yönde?

Gelen projeler üstüste bu yönde oldu son dönemde. Ama tabii ki ben de oynarken severek oynuyorum. Derinliği olan bir dram karakterini oynamak da beni heyecanlandırır.

Hayatının bu dönemlerinde, işler yolunda gitmediğinde kendine nasıl bir çıkış yolu buluyorsun?

Sevdiğim şeyleri yaparak kafama çok takmamaya çalışıyorum. İşler yolunda gitmediğinde mevcut durumdan uzaklaşıp, ​zihnime bir boşluk veriyorum. Sonra probleme tekrar dönüp farklı şekilde değerlendirip bir çıkış yolu buluyorum. Bu yüzden bir şeyler yolunda gitmiyor diye değil de, beni sıkan şeylere yaklaşımımı değiştirmeyi tercih ediyorum.

Bugüne dek oyunculuğa dair kalp kırıklıkların oldu mu hiç? Pişman olduğun, hayal kırıklığı yaşadığın noktalar?

Hayal kırıklığı olarak şunu söyleyebilirim; dünyanın birçok ülkesine dizi ihraç eden bir ülkenin oyuncusu olarak çalışma şartlarımızın çok daha iyi olabileceğini ve haklarımızın çok daha iyi korunabileceğini düşünüyorum. Bu durum sektördeki birçok arkadaşım gibi benim de kalbimi kırıyor açıkçası.

Sosyal medyayı da oldukça aktif kullanıyorsun. Sosyal medyanın sana iyi geldiğini düşünüyor musun? Yoksa iş için aktif olmam gerekiyor modunda mısın?

Aslında aktif sosyal medya kullanan biri olarak tanımlamıyorum kendimi. Genelde eğlence ve bilgi alma amaçlı kullanıyorum. Beni takip eden insanlara da yaptığım işleri duyurduğum bir platform.

Hayata karşı büyük beklentilerin var mıdır? Yoksa akışta mı yaşarsın? 

Büyük beklentilerimi akışta yaşarım. Bir şeyler hayal ederim, onları gerçekleştirmek için çaba gösteririm. Fakat günün şartları bazen bana beklediğimden daha fazlasını, bazen de daha azını verir. Buna göre yaşamaya özen gösteririm. Bir şeye kafayı takmadıkça hayatımı zehir etmiyorum.

Keşke bu özelliğimi daha iyi gösterebilsem dediğin bir yönün var mı?

Cevabım çok net; şarkı söylemek. Gerçi son zamanlarda bu konular ile ilgili güzel gelişmeler oldu. İlerleyen zamanlarda bolca şarkı söylediğim projelerle karşınızda olacağım.

Son olarak senin için çok verimli geçtiğini düşündüğün bir günün özeti nasıldır?

Uykumu alarak uyandığım, öğünlerimi atlamadığım, bir gün öncesinden yapmak için karar verdiğim şeylerin büyük bir kısmını yaptığım, yeni bir şey öğrendiğim ve bir şeyler okuyup izlemeye de vaktimin kaldığı bir gün.

What do you think?

Written by bestylemagazine

Raisa Vanessa, Exclusive For In-Formal Koleksiyonu’nu Sunuyor!

Yıldız Trend ‘Living Art’ Koleksiyonuyla Yaşam Alanlarını Sanatla Buluşturuyor