Lüks bir Mykonos havasını, daha makul bir ambiyansta yaşamak ister misiniz? O halde yolunuz Patmos’a çıkabilir.
Çünkü tam anlamıyla bembeyaz, net ve yaşam oldukça kolay. Ufak bir merkeze birçok şey sığmış. Restoranlar, cafeler, seramik mağazalar, concept & designer store hatta kokteyl bar dahi mevcut. Bir seyahatten beklenebilecek her şeyi karşılarken, tüm bu seçenekleri de lüks Yunan adalarına göre daha uygun bütçelerle sağlayabiliyor. Tabii özel tasarım mücevher ve takılar için aynı şeyi söylemek pek de mümkün değil. Buradaki her tasarım neredeyse birer adet ve oldukça iddialı parçalar. Durum böyle olunca da euro olarak hesaba vurduğunuzda fiyatlar biraz da yüksek kalabiliyor ama ciddi anlamda her biri çok özel parçalar.
Patmos’un özellikle denizi şaşırılacak derecede temiz ve daima dümdüz. Nereye giderseniz gidin suyun berraklığını fark edeceksiniz. Seyahatiniz hemen hemen her gününde gündüzler farklı beachlere giderek, akşam ise tatlı restoranlarında balığın her çeşidini deneyimleyerek sonrasında ise merkezdeki butikleri gezerek geçirmeniz mümkün. Ve bunu her gün tekrarladığınızda hiç de sıkılmıyorsunuz çünkü gideceğiniz farklı noktalar beğeninizi kazanacak ve hoşunuza gidecek.
Özellikle restoranlarda To Tsipouradiko Mas, Vaggelis ve Trexandiri bizden çok iyi puanlar aldı.Tatlı & dondurmada ise Daphne’s; merkezi konumu, seçenekleri, lezzeti ve dükkanın sempatikliğiyle gönlümüzde taht kurdu desek yeridir. Beachlerin ise geneli tüm beklentileri karşılayacak kadar tertemiz ve konforlu ama aralarında Atmos ile Agriolivadi, mutlaka gidilmesi gerekenler arasında olmalı.
Eğer merkezde kalmıyorsanız eviniz veya oteliniz en fazla 20 dakika uzakta olabilir, haliyle araç yerine motor kiralayarak de Patmos’u rahatlıkla gezebilirsiniz. Böylece park yeri sıkıntınız da olmaz.Biz bu bembeyaz adanın tarihini de çok merak ederek gittik. Mesela kurulduğu 1088 yılından günümüze dek tarihsel ve manevi yönden varlığını sürdüren Aziz Yuhanna Manastırı Ortadoks’ların oldukça önem verdiği bir manastır. Manastırın içindeki müze oldukça güzel. Adaya gittiğinizde kaçırmamalısınız. Ada Hristiyanlar için bir Hac merkezi sayılıyor. 1912’ye kadar Osmanlı’nın, 1948’e kadar İtalyan’nın egemenliğinde kalan 12 Adalar ve ada grubundan birisi olan Patmos Adası, 2.Dünya Savaşı’nı kaybeden İtalyanlar tarafından savaş tazminatı olarak Yunanlılar’a verilmiş. Bu adaya şimdilerde ister Samos’tan isterseniz de Kos’dan geçebilirsiniz. Önümüzdeki yaz tatilinizi planlarken son dönemlerin gözdesi Patmos’u es geçmeyin!