bestylemagazine
Sosyal medyadan uzaklaşabilecek miyiz? Bunu çoktan kabullendik değil mi? Instagram, twitter,facebook ve niceleri sosyal medyada yer almaya devam ederken, hayatımızdaki yerini kabullenip, etkilerini gözlemlemekte fayda var. Telefonunuzun ekranında kaç tane sosyal medya uygulaması olduğuna bir göz atın. Favori olanların yanında bir ara çok popüler olduğu için telefonunuza indirip, hiç kullanmadıklarınızı da göreceksiniz. Tüketim çılgınlığı sadece kıyafetlerde ve eşyalarda değil, uygulamalarda bile hayatımızda. Peki trendleri yakından tanımak, gelişmelerden hızlıca haberdar olmak bizi gerçekten olumlu etkiliyor mu?
Instagram’da yer alan milyonlarca kullanıcı birbirinden farklı bir çok şeyi post ederek tek tıkla binlerce insana ulaşmaya devam ediyor. Hal böyle olunca insanların hayatının üzerinde inanılmaz bir güce dönüşüyor. Markaların en son çıkardığı koleksiyonlar, popüler kıyafetler hatta popüler mekanlar… Sözde yaratılan ideal vücut algısı ve ideal ilişki tanımı insanları fark etmeden manipüle ederken, akımlara gelen anti-trend yaklaşımlar da aynı oranda kitleleri etkileyebiliyor. Sağlıkı yaşam için beslenme trendleri ya da ideal kadın vücudu için paylaşılan postlara tepki olarak “beden olumlama” akımının doğduğunu hatırlarsınız.
Ne kadar farkındayız bilinmez ama sosyal medya hesapları, özellikle instagram tarafından yönlendirilmeye devam ediyoruz. Hayatımızda son zamanlarda yer etmeye başaran “sosyal medya detoksu” tanımı ise bunun farkındalığından doğan yeni bir “trend”olarak geri dönüyor. Aslında akımlar akımları doğururken, anti trendler de yaratılmaya devam ediyor.
Instagramda belirli bir yer edinmiş, hatrı sayılır takipçili sayfaların yapmış olduğu paylaşımlarla, insanların içinde bulundukları ruh durumlarına, yaşam tarzlarına ya da bürünmek istedikleri stillere olan etkileme gücü göz ardı edilemez boyutta. İşin içine dünyaca ünlü markalar, lüks seyahatler, kusursuz vücutlarda girince kendini yetersiz hissetme ve imrenme duygularının savaşı başlıyor. Bu savaşta galip gelmek için imrenme duygumuzu kontrol altında tutmak ve yıkıcı bir şekle evrilmesini engellemek çok mu zor? İşte tam bu noktada hayat seçimlerden ibarettir klişesiyle karşı karşıyayız. Başarılı ve mutlu insanların hikayelerinin hemen hemen hepsinde bir kırılma noktası ve ardından gelen silkinme, harekete geçme aşamaları görülür. Krizleri fırsata çevirmek, olumlamak ve çabalamak bizlerin elinde. Oturduğumuz yerden kendi hayatımız için hiçbir şey yapmayarak sosyal medyada mükemmel hayatlara bakıp iç geçirmekte bir seçim, sahip olmak için eyleme geçmekte.
Siz bu yazıyı okurken, instagram ana sayfanız bir çok kere güncellenmiş, onlarca yeni post ve story paylaşılmış olabilir. Hemen şimdi telefonunuzu elinize alıp, instagrama tıklayıp göz atmak istiyorsanız, belki de bu konunun üzerine biraz düşünme zamanı gelmiş olabilir.
