Kezban Belet
Hiçbir şey yapmak istememek, sadece tüm gün yatmak istemek zaman zaman hepimizin istediği bir şeydir. Özellikle pandeminin bizi sınırlı alanlarda bıraktığı zamanlardan kalma olsa gerek bu alışkanlık, bazen sadece yatıp kendimizi dinlemeye ihtiyaç duyarız. Peki aslında bunun bir felsefe olduğunu biliyor muydunuz?
Bu felsefe Hollandalıların rahatlamak ve yoğun hayat akışına mola vermek için yaptıkları bir akımdır: “Niksen”
Peki nedir bu Niksen akımı?
Niksen kavramı; bilinçli olarak enerji ve zamanı bir amaca ya da bitirilmesi gereken bir işe harcamamak olarak tanımlanmaktadır.
Umutsuzca “Verimli olmayalım!” diyenler sakın endişelenmesin, hayatımız boyunca dünden farklı bir insan olmak için çaba gösterme istediğimizi susturmaya çalışan kimse yok.
Niksen’le bilinçaltımıza ittiğimiz bazı gerçeklerin su yüzüne çıkmasını da sağlayabiliyoruz. Dikkat ettiyseniz en özgün, en şaşırtıcı ya da beklenmedik fikirlerimiz aslında hiçbir şey yapmazken ortaya çıkıyor. Bulaşık yıkarken ya da duşta. Arşimet’in suyun kaldırma kuvvetini bulduğu anı hatırlayın, ya da Newton’un yer çekimini fark etmesini…
Örnek olarak; birini beklerken cep telefonumuza bakmak yerine, sadece arkanıza yaslanıp rahatlamak veya bir kitap okuduğunuzda, az önce ne okuduğunuzu düşünmek için kitabı bir kenara koyup ve sonra okumaya devam etmek diyebiliriz. Sadece sandalyede oturmak veya hiçbir şey yapmadan oturup, camdan dışarı bakabilmek de niksen olarak adlandırılmaktadır.
Niksen kavramı anı yaşamak veya farkındalık değildir. Zihninizi bir sonraki yapmanız gereken şeyle meşgul etmemek veya bir görevden diğerine atlamak yerine, yavaşlatmakla ilgilidir. Bir eylemin ayrıntılarına odaklanmaktansa zihninizin dolaşmasına (mind-wandering) izin vermektir.
Düşünülenin aksine çok zordur çünkü çoğu zaman meşgul olmaya tamamen alışmış bir vücut için hiçbir şey yapmamak, genelde suçluluk duygusu uyandırmaktadır.
