Çünkü insan kendisini belirli bir kalıbın içerisine sokulmuş gibi hissediyor. Birine hediye aldığınızda karşı tarafın eli boşta kaldıysa kendisini mahçup hissederek karşılığını vermek isteyebiliyor. Tam tersi olarak biri size hediye verdiğinde sizin eliniz boşsa veya aldığınız yetersiz kaldıysa kendinizi farklı hissedebiliyorsunuz.
Haliyle her iki durumda da kalmamak adına en iyisi hiç bu işlere bulaşmamak diye düşünüp ‘ben ne hediye almayı severim ne de vermeyi’ diyen gruba dahil olabilirsiniz. Fakat özel günlerde bu durumu sürekli tekrarlamak hoş bir sonuç yaratmayabilir. Bunun yerine aldığınız veya verdiğiniz hediyelerdeki detaylara takılmayarak, yalnızca ufak bir mutluluk anı olarak simgeleyebilir, böylelikle üzerinize bir yük almış gibi hissetmeyebilirsiniz. Çünkü hediyeleşmek aslında özel günlerin sembolize edilmesi, karşı tarafa hatırlandığını göstermek için yapılan tatlı bir durumdur ve bütçelendirme kapsamına sokulmaması gerekir. Özellikle önemsenen günler yerine herhangi bir zamanda verilen hediyelerin daha kıymetli olduğu düşünülür.
Kısacası belirli kalıpların içerisine girmek ve işleri zorlaştırmak yerine kendinizi bıraktığınızda işler hem daha kolaylaşacak hem de daha zevkli hale alacak, bizden söylemesi.