Aradığınız Konu ?

Gizem Karaca x BeStyle On Air

23 Ekim 2023
Gizem Karaca x BeStyle On Air

Bitmeyen enerjisiyle kendine hayran bırakan, spor tutkunu, her daim canlı ve fit görünümüyle ilham verici bir isim. Bulunduğu ortama hemen uyum sağlarken, yoğun tempodan beslenen işine aşık, duru ve bebeksi güzelliği ile Gizem Karaca bu ay BeStyle Magazine On Air yıldızımız!

Küçüklüğünden beri pek çok ülke ve okul değiştirmişsin. Bunun sana ne gibi artıları ve eksileri oldu? 

Toplamda 13 okul değiştirdim, bu sadece ilk okul ve orta okul dönemindeydi. Açıkçası okul hayatım boyunca hep “yeni çocuk” oldum. O zamanlar tabii çocuk olarak zor geliyordu her seferinde yepyeni insanlara ve öğretmenlere alışmak, tam alışmışken vedalaşmak… Fakat şimdi geriye baktığımda bana çok katkısı olduğunu anladım. Bunun sayesinde hayatımın hiçbir döneminde adaptasyon sıkıntısı çekmedim. Aslında baktığında bizim sektörümüzde böyle, her set yeni bir sınıf ve öğretmen. Sınıf arkadaşları yerine koca bir ekip, öğretmen yerine yönetmen.

Fransız Dili ve Edebiyatı okurken katıldığın Miss Turkey yarışmasıyla hayatını farklı bir yöne çevirmişsin. Bu nasıl bir histi?

Hayatımın dönüm noktası, her şeyin başlangıcı! 19 yaşındayken birden bambaşka bir hayata atıldım. Her saniyesi çok değerli ve çok heyecanlıydı.

Peki hep hayalin miydi oyuncu olmak?

Aslında çocukluktan beri filme ve kameraya çok ilgim vardı. İlk paramı biriktirip aldığım şey bir Handycam’di. Bir sürü belgeselim var. Aslında daha çok kamera arkasıyla ilgileniyordum fakat oyunculukta benim çok dikkatimi çekerdi. Bazı şeyleri kendim tekrar canlandırıp oynardım. Ama kader beni kamera önüne uygun gördü diyelim. Şimdi için soruyorsanız, başka hiçbir iş yaparken hayal edemiyorum kendimi. #ilovemyjob

“Eve Düşen Yıldırım” , “Benim Hala Umudum Var” ve “Güzel Köylü” gibi projelerde oyunculuğunla çok konuşulmuştun. Hayatını değiştiren dizi/film projesi hangisiydi?

Kesinlikle hayatımı değiştiren proje “Eve düşen yıldırım” ve bu proje her şeyin başlangıcı.  Küçük yaşta hatta ilk projemde bana başrol teslim edildi. O dönem benim için çok önemli ve değerlidir. Her şeyi “Muazzez”e borçluyum.

Bugüne kadar bulunduğun projelerde tarzını ve tavrını en beğendiğin karakter hangisiydi?

Geçtiğimiz Kasım ayında “50 Kelimelik Mektuplar” adlı bir sinema filminde 1960 ihtilal dönemi genç bir avukatı oynadım. Beni çok tatmin eden, uzun çaba gerektiren bir karakterdi. Yakında vizyona girecek, heyecanla bekliyorum.

İçinde bulunmayı en sevdiğin ve keşke bitmeseydi dediğin bir proje var mı?

Güzel Köylü.

Şimdilerde “Şampiyon” dizisiyle karşımızdasın. Çekimler nasıl gidiyor? Reytingler nasıl?

Çok tatlı çok keyifli gidiyor, ekip ve oyuncular beni hemen aralarına aldı ve hiç yabancılık çekmedim. En sevindiğim tarafı o çünkü genelde hazır başlamış bir projeye sonradan girip alışmak, insanları tanımak zordur. O yüzden her günü çok enerji dolu ve verimli geçiyor.

Rolüne nasıl hazırlandın? Sosyal medyada boks yaptığın fotoğrafları görüyoruz. Eğitim mi almaya başladın?

Açıkçası her şey bir anda gelişti ve projeye girişim aniden oldu, hayatta böyle ani kararlar ve değişiklikleri çok severim. Yılbaşı sürprizi oldu bana. Rolüme gelince, aslında sahnelerimizi çektikçe yönetmen ve yapımla konuşarak karakteri oturtarak gittik. Birkaç kez boks dersi aldım bu proje için, ileride bir sürpriz olabilir.

Diziden daha önce arkadaş olduğun oyuncular var mıydı? Sonradan kadroya katılmak adapte olmakta zorluk yaşatıyor mu?

Evet kadrodan, Kado karakteri (Burak Altay) ile daha önce bir dizi projemiz olmuştu, onun dışında herkesle yeni tanıştım ama hiç yabancılık çekmedim.

Şampiyon dizisinde bizi bekleyen sürprizlerden biraz tüyo alabilir miyiz?

Spoiler vermek olmaz ama değil mi? Sadece şunu söyleyebilirim, işler çok karışıyor!

Dizi çekmek mi yoksa film çekmek mi sana daha keyifli geliyor?

İkisinin de bambaşka olumlu ve güzel yanları var. Film beni oyunculuk anlamında çok tatmin eden ve doyuran bir alan, daha uzun çekim süresi ve tek bir senaryo. Üstünde daha çok çalışıp karakteri oturtabilme şansı veriyor. Diziye gelince olumlu tarafı ekiple bir süre sonra aile gibi olunuyor, bu benim hoşuma gidiyor. Sürekli her hafta yetiştirme hissi biraz zor ama reyting tuttuktan sonra inanılmaz keyif veren bir alan.

Evlendikten sonra İzmir’de yaşamaya başladın. Peki bu radikal kararı almanda ki etmen sadece evliliğin miydi yoksa başka sebepleri de var mı?

Başka özel bir sebebi yok aslında, başta dediğim gibi benim için şehir ülke vs. değiştirmek çok zor değildir ve her yere adapte olabilirim. Artık iş yerim İstanbul, özel hayatım İzmir.

İzmir’de projeler olmadığı zaman günlerini nasıl geçiriyorsun?

Bol spor dolu ve hareketli. Onun dışında eşimle, arkadaşlarımızla, kedilerimle ve köpeklerimle şirin bir hayatımız var. Bir restoranımız var arada canım sıkıldıkça oraya gidip işe burnumu sokuyorum. Bunların dışında İzmir’de bolca bahçeyle ilgilenip sebze meyve yetiştiriyorum ve boş vakitlerimde seramik kurslarına gidiyorum.

Peki projeler için sürekli gidip gelmek zor olmuyor mu? Uzun metrajlı çekimlerde bu tempoyu nasıl planlıyorsun?

Bitmeyen bir enerjim var! Zor olmuyor, hatta bu hareketlilik beni ayakta tutuyor diyebilirim. Kök salmayı seven biri değilim o yüzden bu tempo tam tersi benim işime ve kendime daha çok odaklanmamı sağlıyor.

Evlenmeden önce sorular genelde “evlilik ne zaman” yönünde olur. Evlendikten sonra da “bebek ne zaman” soruları ardından gelir. Yakında aileye yeni bir üye katılacak mı?

Evet bu soru çok geliyor. Projelere ara verdiğimde ve Kemal ile kendimizi tamamen hazır hissettiğimizde inşallah.

Güzel bir Instagram profilin var. Oldukça aktif görünüyorsun. Sosyal medyada gün içinde ne kadar vakit geçiriyorsun?

Sosyal medyanın yararlı taraflarını kullanmaya çalışıyorum, işim gereği bazı şeyleri duyurmak ve önemli meselelere ışık tutmak için verimli bir platform. Ama tabi bazen kendimi elimde telefon saatlerce Instagram’da buluyorum. Bu durumu dengelemek için artık kendime günlük kota koydum.

Aynı zamanda bir Influencer’da diyebilir miyiz sana? Markalarla çalışıyor musun?

Sevdiğim markalarla güzel anlaşmalar çerçevesinde çalışmayı seviyorum, profilim beni ve kişiliğimi yansıtan özel bir yer olduğu için bu konuda biraz titizim ve seçici davranıyorum. Bazı sayfalar çok fazla reklam sayfasına dönmüş durumda. Buna dikkat ediyorum, hem kendim için hem iş birliği yaptığım markanın yararı için.

Hayvanlara olan düşkünlüğün takdire şayan! Evde kaç cins hayvan dostun var?

3 köpek 3 kedi ve onlarsız asla! Hayvan sevgisi bambaşka…

Sporla yakından ilgilendiğini sosyal medya paylaşımlarından ve fiziğinden çok iyi anlıyoruz. Boks, atış, pilates ve fitness ilgi alanların arasında. Peki en sevdiğin spor dalı hangisi?

Her boş anımı sporla geçiriyorum, vaktim olduğunda haftanın 5 günü salondayım, eğer gidemiyorsam ya evde ya da en azından koşmaya çalışırım. Set süresinde sporu beslenmeyi düzgün tutmak zordur ama spor benim için odaklanma ve sakinleşme alanı. Spor dalı olarak aktif spor yapmıyorum, eskiden tenis oynuyordum fakat sol dizimden iki defa sakatlık yaşadığım için artık daha dikkatlice PT eşliğinde çalışıyorum. Arada Crossfit ve boksa gidiyorum.

Gün içinde yediğine içtiğine dikkat eder misin? Fit kalmayı nasıl başarıyorsun?

Yemek yemeyi ve yapmayı çok seven biriyim, bu yüzden hayatımda sporun yeri çok fazla. Eşit tutmaya çalışıyorum. Ama tam anlamıyla ne yaptığımı soruyorsanız günde iki öğün ve her gün aynı saatlerde yiyorum. Ve tabi ki bol su ve kahve, bu şekilde enerjim hep dengeli oluyor.

Çılgın, enerjik ve hayat dolu bir görünümün var. Yansıttığın gibi biri misindir?

Kesinlikle! Zaten çekimimizde bunu görmüş oldunuz. Bitmeyen bir enerjim var ve bunu çok seviyorum! Uyarayım yalnız, bulaşıcıdır.

Stilinin olmazsa olmaz 3 parçası nedir?

Beyaz spor ayakkabı, bol tişörtler ve yüksek bel kot.

Bizim mottomuz “BeStylish” ya senin ki?

BeRahat.

Bestyle Magazin
Editör / Yazar
Diğer Yazıları Gör

Merve Özkaynak x BeStyle On Air

BeStyle On Air’de Bu Ay: Aslı Turanlı!

Bültenimize kayıt olmak
ister misin?

Be Style haberlerini ve gündemini takip et.

Şimdi Kaydol