Danla Bilic x BeStyle On Air

4 milyona yakın takipçin var sosyal medyada… Sence insanlar neden seviyor seni?
İlk zamanlar doğallığımı, rahatlığımı sevdiler. Şimdi onun yanında, bir de kendimi kaybetmeyişim takdir ediliyor. Ben söylemiyorum bunu; yazılan yorumlar, sokakta karşılaştığım insanlar söylüyor.
Sosyal medyada seninle ilgili çıkan haberleri okurken tepkilerin nasıl olur? Nasıl ortaya çıktığına asla anlam veremediğin, en unutulmaz olayın hangisiydi?
Yalan haber olayı, son zamanlara kadar yasadığım bir şey değildi. En fazla, yaşanan bir olay ya da söylediğim bir şey abartılarak yazılırdı. Ben de gülüp geçerdim. Geçtiğimiz hafta, ağzımdan çıkmayan cümleleri söylediğime ve insanların dış görünüşüyle dalga geçtiğime dair yazılar okudum. Sinirlenemedim çünkü şoka girdim. Açıklama yapmak istiyorum, sonra “Danla, sen yapmadığın bir şeyi neden açıklamak zorunda kalasın” diye kendime kızıyorum. Açıklamasam ayrı dert çünkü bu sefer de okuyanlar inanıyor.
Bence sosyal medya şöhretini yakalayanlardan birisin. Şöhret, felaket midir sence?
Hep söylüyorum; benim yaşadığım şöhretin o kadar güzel yanları var ki, oturup dezavantajlarına üzülmek onlara haksızlık… Şöhret olmak, çok beğenilmek kolay. Herkes isterse bir gün yapabilir, yapıyorlar da. Ama sevilmek çok zor. Ben gerçekten çok sevildiğimi hissediyorum.
Dünyayı umursamayan ve kendi bildiğini okuyan bir tavrın var. Bir süre sonra bu durum çığırından çıkmıyor mu?
Kimseyi umursamadığım, kendi bildiğimi okuduğum taraf, sadece size gösterdiğim kadar. O ne demek derseniz; mesela söz konusu işimse, asla öyle biri değilim. Söz dinlerim, fikir alırım, dış etkenleri önemserim. Nerede o Danla olmam veya olmamam gerektiğini biliyorum.
Çoğu insanın imrendiği bir hayat yaşıyorsun. Peki, senin imrendiğin kişiler kimler?
Fırsatları iyi değerlendiren, yakaladığı başarıyı sürdürebilen herkese imrenirim. Kylie Jenner’i beğeniyorum diye hep kızarlar. Evet, popüler kültürün bir örneği olduğu doğru ama elindeki şansı en iyi kullanan, gün geçtikçe de üstüne katan biri olmasını takdir ediyorum. Yalan mi söyleyeyim?
Sosyal medyada mutlaka her gün stalkladığın biri var mı?
Cidden yok. Çünkü kendisi sosyal medya kullanmıyor. Kullansaydı stalklardım.
Çağımız insanının en büyük sorunu ne sence?
Her şeyin en iyisini bildiğimizi sanıyoruz. Bunu sanmakla kalmayıp herkesi uyarmak, herkesin yanlışını düzeltmek gibi bir hak görüyoruz kendimizde. Yanlış mıyım? Özellikle sosyal medyada insanların herhangi bir kelimenin yanlış yazılmasına bile tahammülü yok. Tamam düzeltebilirsin ama sinir krizi geçirmene hiç gerek yok.
“İyi bir insan olmak” nedir sence? Sen, iyi bir insan olduğuna inanıyor musun?
İyi olmak, o kadar değişken bir durum ki; nasıl cevaplanır bilemedim. İnsanın her duruma, her kişiye karşı iyi olabilmesi imkansız. Hayatına iyi anlamda dokunduğum o kadar çok insan var ki… Ama bir yandan kalbini kırdıklarım da var. Bu durumda ne yüzde yüz iyi biriyim, ne de kötü biriyim diyemem. Çok ucu açık bir soru, pas geçiyorum.
Ailene hiç “Mervelerde kalacağım” dediğin oldu mu?
Oldu tabii… Hem de kaç kez! Ama yine Merve sayılabilecek çok yakın bir kız arkadaşımda kalırdım. Yalan söylememin sebebi ise; o arkadaşımla görüşmemi istemezlerdi. Annecim eğer okuyorsan; çok haklıymışsın…
Diyetteyken bile asla “hayır” diyemeyeceğin tek şey ne olurdu?
Patatesle yapılan hiçbir yemeğe dayanamam. Püresinden kızartmasına, aklınıza gelebilecek her patates yemeği ince çizgimdir…
Rol model olduğunu düşünüyor musun?
Rol model olmak, hem çok anlamlı hem de bir o kadar tehlikeli bir durum. Beni öyle gördüğünü söyleyen çok büyük bir kesim var. Şaşırıyorum hatta bu beni güldürüyor.
Hediye konusundaki fikirlerini merak ediyoruz. Sence kusursuz bir hediye nasıl seçilmeli ya da hazırlanmalı? Senin aldığın en anlamlı hediye neydi?
Uğraşılmış hediye, benim için en özelidir. Birinin bir şeyi almak için çaba göstermiş olması da çok mutlu eder beni, sonunda alamamış olsa bile…
Çocukken hangi mesleği yapmak isterdin? Fikrini ne değiştirdi?
Çok komik ama tır alıp işletmek gibi bir hayalim vardı. Evet, şaka değil. Sayısız tırım olsun isterdim. Fikrimin neden değiştiğini cevaplamama gerek yok herhalde.
Kendini yeterince tanıdığına inanıyor musun? Kendinle ilgili en sevdiğin ve en sevmediğin özelliklerin neler?
Kendimi tanıdığımı düşünmüyorum. Çünkü öyle bir yaştayım ki; düşüncelerim, fikirlerim sürekli değişiyor. Sanırım yavaş yavaş doğrularımı ve kendimi buluyorum. En sevdiğim özelliğim; gerçekten kendimde her zaman, her şeyin üstesinden gelebilecek gücü buldum. En sevmediğimse; kolay unutuyorum. İyiliği de, kötülüğü de…
Günden güne artan kadına şiddet olaylarına karşı nasıl bir duruşun var? Takipçisi yüksek biri olarak bir sosyal sorumluluk projesi başlatmayı düşünür müsün?
Çok hassas ve önemli bir konu bu. Dolayısıyla kendi başıma bir proje başlatmak, çok büyük bir sorumluluk ister. Bir projede yer almak tabii ki çok isterim. Bunun dışında zaten medya hesaplarımda her zaman yardıma ihtiyacı olan kadınların sesini duyurmalarına yardımcı oldum, olurum. Gücümü sonuna kadar kullanırım.
Kaç dil biliyorsun? En çok hangi dili öğrenmek isterdin?
İngilizcem yurt dışına gelip giderek tabii ki olduğundan çok gelişti ama yine de vakit bulabildiğimde uzun bir süre okula gitmek istiyorum. Hayatımın bir döneminde Londra’da yaşamak hep hayalimdi, belki gerçekleşir. En çok öğrenmek istediğim dil ise; İspanyolca.
Kalabalıklar mı, yoksa yalnızlık mı? Yalnızken yapmaktan en çok keyif aldığın aktivite nedir?
Seçim yapamadım. Kalabalığı çok seviyorum ama evde yalnız başıma oturmaktan da çok keyif alırım. Bu ara yalnız kaldığımda en çok kitap okuyorum ve umarım böyle devam ederim.
Hayatının en önemli kararı neydi? Hayatının seyrini değiştiren kararlar aldın mı hiç?
Kesinlikle Youtube kanalı açmak… İlk videomun yayınlandığı gün garip bir his vardı. Hem hiç umursamadım hem de sanki en iyisi olacağını biliyordum. Şimdi o video sayesinde çok sevdiğim, çok eğlendiğim, beni hem çok zorlayan hem de hayatımı kolaylaştıran bir işim var.