bestylemagazine
Bu ayki kapak konuklarımızın ikisi de çok başarılı oyuncular, ikisi de özellikle son dönemlerde oldukça yükselişe geçen isimler. Bensu Soral ve Akın Akınözü ile son projeleri Tuzak’tan başlayan ve ilk oyunculuk serüvenlerine uzanan bir sohbet gerçekleştirdik. Hikayeleri nasıl başladı, oyunculuk hep akıllarında olan bir şey miydi, ilk projelerinden bugüne gelmek için nasıl yollardan geçtiler, şimdiki set ortamları nasıl ve izleyicinin bu ikiliyi ne kadar sevdiğine varıncaya dek her şeyi detaylı konuştuk. Gerçekten ikisinin de ışığı başka, birlikte olan duruşlarından ise çok daha güçlü bir enerji ortaya çıkıyor.
Röportaj: Tuğçe Orçunus
Fotoğraf: Ziyan Kızılboğa
Styling: Hakan Öztürk, Fırat Gençdoğan
Saç: Ferit Belli
Makyaj: Selen Karabulut, Manolya Akan
Video: Yiğit Güven
Dijital İçerik Direktörü: Tuğçe Orçunus
Dijital İçerik Editörleri: Kezban Belet, Nayman Batımor, Hamiyet Aktaş
Hem ikizin hem de ablan var Bensu. Bildiğimiz kadarıyla oyunculuğa başlama serüvenin de ablan Hande’nin yönlendirmesiyle olmuş. Böyle mi oldu gerçekten, yoksa hep hedeflerin arasında var mıydı oyunculuk?
Bensu: Çocukluğumdan beri sanat ilgi alanımdı ama oyunculuk hiçbir zaman aklımda yoktu açıkçası. Ablam bu sektörün içinde olduğundan, benim de çevremi hep bu sektördeki insanlar oluşturuyordu. Onların yüreklendirmesiyle bir gün ben de oyunculuğu denemeye karar verdim ve ilk eğitimimi İstanbul Halk Tiyatrosu’nda tamamladım. Sonrasında birçok farklı oyuncu koçuyla çalışmaya devam ettim ve sonunda bir projede kendimi denemeye karar verdim. İlk dizi projemde bu mesleğe gönlümü kaptırdım.
Şimdilerde herkesin ekrana kitlendiği harika bir projede yer alıyorsun. Partnerin Akın Akınözü ile berabersiniz. İkinizden de Tuzak ile yollarınızın nasıl kesiştiğini öğrenmek isteriz.
Bensu: Yeni bir projeye başlamak için birbirinden farklı birçok hikaye okuyoruz. Fakat Tuzak’ın hikayesi hepsinden farklıydı. Bir solukta okuduğumu hatırlıyorum. Ceren karakterinin hayatla savaşı, duruşu, zekası, yolu da beni ayrıca heyecanlandırdı ve bu hikayenin içinde olmaya karar verdim.
Akın: Amerika’da okurken oradaki Türk arkadaşlarımla toplanıp her hafta “Ezel” dizisini izlerdik. Projeyi ilk okuduğumda, o yıllarda izleyici olarak yaşadığım heyecanı bana oyuncu olarak yaşatabilecek bir senaryoyla karşılaştığımı fark ettim ve bu fırsatı kaçırmak istemedim. Bensu’nun ve diğer ekip arkadaşlarımın isimlerinin netleşmesi heyecanımı daha da pekiştirdi.
Kadro şahane. Üstelik Fabrika Yapım&Acun Medya ortak yapımı bir Türk televizyon dizisi. Nasıl geçiyor setler?
Bensu: Yoğun bir set programımız var. Zamanın nasıl geçtiğini, Aralık ayına ne zaman geldiğimizi hiç bilmiyorum açıkçası. Ekibimizin uyumu, yaptığımız işe olan inancımız ve heyecanımız durumu kolaylaştırıyor, seti keyifli hale getiriyor.
Akın: İşine inanan, işine değer veren ve elinden gelenin en iyisini ortaya koyan bir ekiple çalışmanın lüksünü yaşıyorum diyebilirim.
Yakın gelecekte izleyiciyi neler bekliyor, biraz ipucu alabilir miyiz? Bensu’nun anneliği, Akın’ın hırsı ve başarıları adeta izleyiciden tam not alıyor.
Bensu: Ortaya koyduğumuz işin karşılığını almak gurur verici. Hikayemiz izleyicimizi şaşırtmaya ve beklenmedik sürprizlere devam edecek… Bu işin en sevdiğim yanı da bu dinamiğe sahip olması.
Akın: Senaryomuzun sürprizli doğası gereği ipucu verebilmem mümkün değil 🙂
Seni biraz geçmişe götürmek istiyoruz Akın. İlk Muhteşem Yüzyıl Kösem’de tanıdık seni ama esas çıkışını Hercai dizisiyle yaptın. Miran karakterinle herkesin gözdesi haline gelmiştin. Şimdi baktığında iyi ki dediğin bir proje miydi senin için? Bazı nokta atışlarının insanların yol haritalarını belirlediğini düşünenlerden misin?
Akın: Benim nokta atışım, oyunculuğa attığım ilk adım olmuştur ve burada bir kez daha bu attığım adım için iyi ki diyorum. Bununla birlikte başlayan yolculuğumun bana getirdiği her proje de benim için birer iyi ki. Yer aldığınız projeler bazen sizi daha büyük sınavlara hazırlamak içindir, bazen ileride değerini anlayacağınız bir tanışmaya ev sahipliği yapmak içindir, bazen sınırlarınızı zorlamak ve sizi olgunlaştırmak içindir, bazen çalışmalarınızın meyve verebilmesi içindir, bazen de o meyveleri tatmanız içindir. Biri diğerinden üstün değildir çünkü hepsi iyi ki dediğiniz o yolun birer basamağıdır ve her basamağın aynı ölçüde tadını çıkarıp hakkını vermek gerekir…
Akabinde gelen Kaderimin Oyunu ve şimdi de Tuzak dizisi. Sana gelen rolleri kabul etme sürecinde nasıl bir yol izliyorsun?
Akın: Gelen rolün, hayatımın o dönemindeki öncelikli ihtiyaçlarıma ne kadar karşılık verebildiğine bakarım. Eğer ben de projenin ihtiyaçlarını doyurabiliyorsam, yola çıkmaya hazırız demektir.
2019’dan bu yana çeşitli ödüllere de hak kazandın. Her geçen yıl başarılarına yenilerini katmak için uyguladığın özel bir eğitim sürecin var mı?
Akın: Her zaman merak etmek ve öğrenci kalmak.
İkiniz de sosyal medyada çok güçlü isimlersiniz. Bensu’nun 4.8 M, Akın’ın da 3.5 M takipçisi var. İnstagramda çok aktif misiniz? Mesela ben sizin günlük yaşamınızı merak ettiğimde sizi rahatlıkla oradan takip edebilir miyim yoksa biraz arka planda kalmayı mı tercih ediyorsunuz?
Bensu: Şu zamanlar kendimi her şeyden soyutladığım bir dönemdeyim. Gecemiz gündüzümüz sette geçiyor ve ben de açıkçası dikkatimi başka şeylerle dağıtmak istemiyorum. Kendimi tamamen bu işe odakladım, bu yüzden sosyal medyada çok aktif olduğum söylenemez. Sadece işimle ilgili şeyleri paylaşıyorum. Bunun dışında sosyal medya çılgınlığı da beni çok rahatsız etmeye başladı. O yüzden kimsenin özel hayatını takip etmediğim gibi, kendi özel hayatımı da başkalarıyla paylaşmak içimden gelmiyor bu dönemde.
Akın: Ben daha çok oynadığım karakterlerin sosyal medya hesaplarının yöneticisi gibiyim. Günlük hayatımı değil ama yaptığım işleri ve iş birliklerini rahatlıkla takip edebilmeniz mümkün. Kişisel olarak sosyal medyayı değil, sosyal hayatı tercih ediyorum.
Set olmadığı bir günde öncelikleriniz neler oluyor? İkiniz için de spor yapmak gibi görünüyor, doğru mu?
Bensu: Setim olmadığı günlerde önceliğim ailem ve kişisel ihtiyaçlarım oluyor. Spor hayatımın bir parçası ama bu yoğunlukta ona ayıracak vakit bulamıyorum maalesef.
Akın: Evet doğru ama bir de uyumayı ekleyelim lütfen.
Yazı nasıl geçirdiniz peki? Tatil yapıp yeni sezon için dinlenebildiniz mi?
Bensu: Geçtiğimiz yaz dinlenmek için kendime güzel bir zaman ayırdım. Kendimi çalışma temposuna kaptırıp hayatı kaçırmaktansa, ikisini dengede tutmak benim için çok önemli. O zaman yaptığım iş de, geçirdiğim boş vakit de daha değerli oluyor.
Akın: Önümüzdeki yaz tatili için hazırlık yaptım diyelim.
Hayatın bir dengeden ibaret olduğunu düşünüyor musunuz? Sizin hayatınızın özellikle bu dönemi dengeli mi sizce?
Bensu: Hayatın tabii ki dengeden ibaret olduğuna inanıyorum. Bu her alanda geçerli. Beslenme, uyku, spor, ilişkiler… Hepsini belli bir dengede tutmaya özen gösteriyorum. Bu çalışma temposunda bazen terazi şaşıyor elbette ama öyle zamanlarda bunun farkında olmak bile çok değerli.
Akın: Denge, benim hayatı yaşama pusulamdır diyebilirim. Hayatımın bu dönemi dahil hiçbir dönemi dengeli olmadı; çünkü dengeyi bulmak için aldığım her aksiyon, kendi dengesizliğini yaratarak beni başka aksiyonlara ve ardından onların doğurduğu dengesizlik haline taşıdı. Ama umarım takip ettiğim pusula sayesinde, arkamda bırakacağım hayat; dengesiz dönemlerin toplamda kendini dengelediği, huzurlu ve dolu dolu yaşanmış bir hayat olacak…
Son olarak BeStyle Magazine Kasım ayında 9.yaşını kutladı. Her geçen gün dijitalleşen dünyaya ayak uydurmaya çalışan bir yayın olarak, sizden de bir kutlama mesajı rica edebilir miyiz?
Bensu: BeStyle’ın 1.yaşını hatırlıyorum… O zamanlar benim de bu sektöre yeni yeni girdiğim zamanlardı ve ilk dergi çekimim BeStyle ile olmuştu. O yüzden bendeki yeriniz ayrıdır! Hep birlikte nicelerine!
Akın: 9 yıl önce çıktığınız bu yolculuğun, dijitalleşen dünyada bizlere ev sahipliği yapmasını ve birlikte kutlayacağımız nice yaşlarınızın olmasını dilerim…
BeStyle Magazine’ye BeStyl
