in

BAHAR AKBULUT / FINE PEOPLE COMMUNITY MARKA KURUCUSU

Zamansız ve minimal tasarımlarıyla yarattığı “FINE” etkisiyle bir yaşam biçimi sunan bir marka. Markayı hayata geçiren Bahar Akbulut öncelikle çok güzel. Çizgisi, duruşu, hayata bakışı ve çevresine yaydığı pozitif enerjiyle çok elegan bir kadın. Markanın odağında bilinçli tüketim ve farkındalık var, “elevated basics” vizyonuyla hareket eden ve “iyi” olmayı temsil eden sıra dışı bir marka.

Röportaj Mukaddes Kaya

Tasarım dünyasına nasıl adım attınız, eğitiminizi nasıl tamamladınız?

Aslında şu anki kariyerimin arkasında bambaşka bir geçmiş var, çok uzun süre kurumsal hayatta yöneticilik yaptım. Aynı zamanda ICF onaylı Profesyonel Yönetici Koçu’yum. Üniversitedeyken etkinlik ve organizasyon hep beni çeken işler oldu. İş hayatına da devlet organizasyonları ve büyük etkinlikler yapan bir firmada başlayarak, protokol ağırlama, koordinasyon, devlet zirveleri organizasyonları gibi çok yönlü düşünmeme ve operasyon yeteneğimi geliştirmemi sağlayan bir kariyer geliştirmiş oldum. Bir dönem kendi firmamı kurarak düğün ve davetler yaptım. Bu sayede estetik ve tasarım dünyasına da giriş yaptım diyebiliriz. Fine People Community’nin kuruluşu pandemiye denk geliyor. Hemen öncesinde dünyanın en büyük 2.eğlence şirketinin Türkiye’deki operasyonlarının başındaydım. 

Fine People Community’i yaratma fikri pandemi döneminde doğdu. Bu dönemde hepimiz belki de ilk kez tam anlamıyla iç dünyamıza döndük ve çevremizdeki insanlarla, toplumla, doğayla, canlılarla ve asıl evimiz olan dünya ile olan bağlantılarımızı yeniden değerlendirmeye başladık. Bu süreç, gerçek ihtiyaçlarımızı- sevgi, aidiyet, güven ve kendi kendimize şefkat gösterme gibi- ve bu ihtiyaçları sürekli tüketimle nasıl bastırmaya çalıştığımızı anlamamıza yardımcı oldu. Yaşadığım bu içsel yolculuktan sonra, yaptığım girişimde hem tüketim ihtiyaçlarımızı karşılarken hem de içinde olmaktan beslenebileceğimiz bir topluluk oluşturmak istedim ve bu fikirle Fine People Community doğmuş oldu.

Bu sezon nasıl bir koleksiyon hazırladınız, hangi renkleri kullandınız?

Koleksiyon her sene farklı bir ilham üzerinde şekilleniyor. Bu senenin ilhamı Henri Matisse. Sene başında St Paul de Vence’deki Matisse Şapeli’ni gezdikten sonra Matisse’in döneminin çok ilerisinde ama aynı zamanda zamansız olması; kullandığı tasarım dilinin minimalliğine karşın yarattığı yoğun duygular benim için tam bir ilham kaynağı oldu. O nedenle bu sene Matisse’in başyapıtlarında kullandığı pastel renklerin insan bedenine dair yarattığı sofistike tasarım diliyle birleşiminden esinlenen; minimal ama güçlü ifadelerin yer aldığı bir koleksiyon var. Matisse’in kadın formuna ithafen kullandığı yuvarlak tasarımlar, cesur vurgular ve kullandığı renkler koleksiyondaki o dünyaya da bir yorumuyla yansısın istedim. Geçen senenin devamı niteliğinde bu sene yeni renkler bize özel organik boyanan mavi-gri rengi ve limon yeşili renkleri.  

Tasarımlarınızı yaparken en çok nelerden etkileniyorsunuz, hangi materyalleri kullanıyorsunuz?

Tasarımda benim için en önemli nokta “hisler”. Giyecek kişinin ne hissedeceği, bütün gün üzerinde olacak ya da özel bir anına eşlik edecek bu parçanın, onun vücudunda bırakacağı hisler çok önemli. Tamamen organik keten kumaş kullanıyorum. 

Fine People Community olarak, sadece organik sertifikalı ve saf keten kumaşlar kullanarak çevresel etkiyi minimumda tutmayı ve kullanıcılarımıza premium kalitede ürünler sunmayı amaçlıyoruz. Keten, kullanılan en eski kumaşlardan biri. Keten lifinin insan cildine son derece benzer bir yapıda olması, giyen kişiye üstün bir konfor ve nefes alabilirlik sağlıyor. Aynı zamanda, keten bitkisinin yetiştirilmesi için genellikle kimyasal gübre veya pestisit kullanımına gerek duyulmaz, bu da doğal kaynakların korunmasına katkı sağlar. Dolayısıyla, sadece organik sertifikalı ve saf keten kumaşlar kullanarak ürettiğimiz koleksiyonlarımızda çevreye duyarlı bir yaklaşım benimsiyoruz ve markamızın sürdürülebilirlik misyonunu ön planda tutuyoruz.

Markanızın isminin özel bir anlamı var mı, kaç yıldır var?

Marka bu sene 4.yılında. Fine People Community’nin ismindeki “FINE” kelimesi “İYİ” olmayı temsil ediyor. Senin için iyi ne demekse; iyi bir insan olmak, iyi hissetmek, iyi beslenmek, iyi giyinmek – FINE o demek. Markada bilinçli tüketim ve farkındalık var. Bu farkındalık hali, özellikle kişinin kendi bedeniyle, giysilerinin ona hissettirdiği hislerle, kendi için iyiyi istemesiyle ve tüm bunları yaparken de doğayla ilişkisini korumasını ön planda tutuyor. Amacım o nedenle baştan beri Fine People Community’i bir markadan daha öteye götürüp bir topluluk kurgusu oluşturmak. Burası, insanların gerçek ihtiyaçlarını anladıkları ve birlikte büyüdükleri, paylaştıkları ve birbirlerini destekledikleri bir yer. Bizim amacımız sadece tüketmek değil, aynı zamanda birlikte yaşamaktan ve birbirimizden öğrenmekten mutluluk duyduğumuz bir yaşam tarzı sunmak. Bu anlamda, FINE sadece bir marka değil, yaşamın bir parçası haline geliyor. İnsanları gerçek anlamda bağlı hissettiren, iç huzuru ve memnuniyeti teşvik eden bir alan olarak varlığını sürdürüyor.

En belirgin çizginiz nedir, markanızı en iyi anlatan işaretler nelerdir?

Ben hep FINE’ı “İyi”, Zamansız ve minimal olarak tanımlıyorum. Özellikle “elevated basics” dediğimiz günlük hayata dair sık kullanılan parçaları en iyi kaliteler ile sunarken, aynı zamanda farklı tasarımlar arayanlar için hem renk hem de model olarak daha nadir bulunan tasarımlar sunmaya odaklıyım. Kumaşın kendine özel renklerde, hiçbir kimyasal olmadan boyanıyor olması, yarattığı his, kalitesi ve dikiş detayları ile kesinlikle ön plana çıkıyor diyebilirim. 

Üzerinizden hiç çıkarmadığınız bir aksesuarınız var mı veya özel anlamı olan?

Sürekli olarak taktığım bileziklerim var. Bunlar renkli ipleri ve bronz materyalleri olan tasarımlar. Kollarımda kalabalık görüntüler yakalamayı çok seviyorum, aynı zamanda da bunları denizde bile çıkarmadığım için çok kolay oluyor. Bir de piercinglerim var! Şu anda 13 tane piercingle dolaşıyorum ve aklımda hala yenilerini yaptırmak var.

Kadınlar ve erkekler için en önemli aksesuar nedir?

Kadınlar olarak bizim bu konuda gerçekten inanılmaz bir şansımız var. Takılar, çantalar, vintage parçalar, şallar, şapkalar, gözlükler gibi bir sürü parçayı ustalıkla dikkat çekici bir aksesuara dönüştürmek mümkün. O nedenle kadınlar için buna net bir cevap veremem herhalde. Eğer manevi olarak düşünürsem – özgüveni diyebilirim tabii. Erkeklerde ise durum farklı, saat muhtemelen en öne çıkan detayları. Bir çok arkadaşım saatlerine çok önem veriyor, daha sonra güneş gözlüğü ve cüzdan gibi detayları tercih ediyorlar ama bence moda anlayışı olan bir erkeğin takacağı bir kolye bile bazen hepsinin üzerinde olabiliyor. Dünya artık sessiz lüksten yana. Ben şahsen statü belli eden aksesuarlar yerine kişinin bir tarzı olmasına odaklıyım.

Marka iş birliktelikleriniz var mı?

8 sene önce başlattığım Umutlar Yeşersin adındaki Sosyal Sorumluluk Projem var. Bu proje ile bu yüz binin üzerinde imkânı kısıtlı çocuğumuza kıyafet, kırtasiye, bilgisayar, kitap gibi yardımların yanı sıra, okullara bilişim sınıfları, ana sınıfları ve kütüphaneler kurduk. Aynı zamanda felaket dönemlerinde maddi ve fiziki yardımlar yapmak için hemen yardım toplayan ve gerekli bölgelere hareket eden bir grubuz. Bu da Fine’ın temelinde var. O nedenle buna dokunacak, bir fayda sağlayacak her türlü dönemsel birlikteliklere varız. Aynı zamanda ürünler ile sokak hayvanları için ücretsiz parazit tasması gönderiyoruz. Bu da bir kitap evi ile yaptığımız bir iş birlikteliği. Sezonsal olarak da farklı markalarla, o mağazalara özel koleksiyonlar çıkarabiliyoruz. 

Sizin ürünlerinize nerden ve nasıl ulaşabiliriz?

Ürünlerimiz online olarak satılıyor. Aynı zamanda Beymen, Vakkorama, In-formal, Maçakızı, Lujo Hotel, Yazz Collective gibi bir çok noktada varız. 

What do you think?

Written by bestylemagazine

Cilt Bakımında Doğru Bilinen 10 Yanlış: Güzellik Efsanelerine Veda Ediyoruz

It Girls