in

STİL SAHİBİ SOFRALAR | BOĞAZ’DA CERCEYLAN İLE BEŞ ÇAYI KEYFİ

İstanbul Bebekteyiz. Boğaza nazır şahane bir sofra tüm ihtişamıyla mekanın iskelesinde beni bekliyor. Sofranın sahibi Ceren Akın. Cerceylan mağazalarının kurucusu. Yani diyeceğim o ki, bir bilenin elinden hazırlanan keyifli bir sofranın ta kendisi.. Bu muazzam zevk sahibi sofraya geçmeden önce mağazayı keşfetmek için yukarıya çıkıyoruz. Mağazayı ev sıcaklığında fakat cesur, sınırları zorlayan ve sıradışı diye tanımlamak en doğrusu. Öyle bir yer düşünün ki iskelesine mağazanın yatıyla geliyorsunuz ve ellerinde şampanya kadehleriyle sizi karşılıyorlar. Devasa krsital lambaların altından geçip, boğaza nazır iskelesinde, eviniz için lüksün en yaşanılır ve en zevkle bezenmiş parçalarını seçiyorsunuz. Bu seçimleri yaparken gustosu yüksek, ne istediğini bilen bir göz de size eşlik ediyor. O kadar çok merak ettiğim soru var ki. Bir an önce masaya geçip sohbet etmek için sabırsızlanıyorum derken mağazanın iskelesine doğru yürümeye başlıyoruz ve karşımızda Cerceylan sofrası. Sonbaharın en çarpıcı renkleri, kızılın binbir hali gümüş vazolarda tüm zerafetiyle göz dolduruyor. Boğazın nefis esintisi, göz alıcı ikramlıklar ve parıldayan gümüş servislikler… Bir an Hôtel Plaza Athénée, Paris’de beş çayındaymışım gibi hissediyorum.

 

 

Üç katlı gümüş servisliklerin üzerinde karidesli bruschettalar, shot kadehlerde nohutlu kinoa salatası ve daha neler neler.. Stil sahibi ikramlıklar en az masadaki eşyalar kadar gösterişli.

Ceren Hanım tüm doğallığı ve sıcaklığıyla eşlik ediyor bana. Uzun uzun sohbet ederken ufak ufak atıştırırız düşüncesiyle hazırlamış tüm masayı. İştah açan ikramlıklar damakta bir şölen etkisi yaratıyor adeta. Sonrasında şampanyalarımızı yudumlarken koyu bir sohbete başlıyoruz. Şampanya sonrası çay ve kahve ile güne devam ediyoruz. Sohbet uzadıkça daha keyifli bir hal alıyor. Başarıya giden bu yolda yarattığı farkları tüm içtenliği ile cevaplıyor. Umarım siz de okurken en az benim keyif aldığım kadar bu ambiyansı bir nebze de olsa hissedersiniz. Yolunuz İstanbul’a ya da Bursa’ya düşerse mutlaka tanışın! İş hayatındaki başarısını mutfakta da kanıtlayan Ceren Akın ile bir de mutfağa girdik ve Pavlova yaptık. Buyrun sizi sofraya alalım, bizde mutfakta harika bir pavlova yapalım.

 

Hemen hemen herkesin ‘Cerceylan’ diye bildiği Ceren Akın’ı biraz yakından tanıyalım mı?



1988 yılında Bursa’da doğdum. Aslında eğitimim Bilgisayar Mühendisliği üzerine. Fakat küçük yaşlardan beri hep içimde ev dekoru ve sofra sanatı gibi zevkleri barındıryordum. Nitekim de evlendikten sonra bu zevklerimi profosyonel anlamda işe döndürdüm ve Cerceylan’ı kurdum. Özel hayatıma değinecek olursak dediğim gibi evliyim ve Cem isminde bir oğlumuz var.

Evet Cerceylan’ kurdunuz .. Peki fikir nasıl oluştu ? Nasıl bu denli sevildi ve bu noktalara geldiniz?

Dekorasyon merakım zaten hep vardı. Evlenince eşim ile birlikte kendi zevklerimiz ile evimizi yaptık. Instagram ile birlikte yakın çevremiz harici dışarıdan da beğeniler arttı. Sürekli sorular gelmeye başladı ve hobi olarak evden ürün satışı yapmaya başladık. Daha sonrasında adım adım ilerleme safhamız başladı. Evden yetişemeyince, Bursa Bamboo Park’da 20 metrekarelik ilk mağazamızı açtık. Beş ay sonra 70 metrekare olan Bursa Turkuaz Plus mağazamıza taşındık. Zamanla bu mağaza da yetmemeye başladı ve tam olarak bir yıl sonra yine Bursa Turkuaz Plus’da 600 metrekare mağazamızda mobilyaya mimariyi ekledik. Bir yıl sonrasında da henüz yeni olan İstanbul Bebek şubemizi açtık.

Açıkçası bir çok ithal ev ürünleri satan firmalar var. Nedir sizi bu denli bir başarıya sürükleyen fark?

Geniş bir aksesuar koleksiyonumuz var. Hollanda, Belçika, İngiltere, İtalya ve Fransa’dan dünyanın en prestijli aksesuar markalarını tek çatı altında topluyoruz. Ayrıca mobilya satışı ve mimari danışmanlık hizmetlerimiz var. Yani bir evi kaba proje betondan alıp aksesuarlarından çarşafına kadar tek yerden bütün olarak çözebiliyor müşterilerimiz.

Peki Bursa ve Bebek mağazalarınız fazlasıyla cesur, farklı ve ilham vericiler. Biraz bahseder misin?



Bursa mağazamızda Türkiye’de olmayan bir örneğini yaparak oda konseptli dekorasyon mağazamızı açtık. Her odayı farklı renkte dekore ederek ilham verici hale soktuk ve beraberinde de mobilya, mimari ve aksesuarı da tek çatı altında toplayarak girdiğimiz evlerde Cerceylan ruhunu bütünüyle yansıtmayı ilke edindik. Yeni açtığımız Bebek mağazamızda ise yine Türkiye’de bir ilki yaparak Bebek’de bir yalıyı mağazaya çevirdik. Burası da şahsına münhasır şık ve sıcak bir mağaza oldu. Tabi Bursa mağazamız ile aynı hizmetleri Bebek mağazamızda da vermekteyiz.

Cerceylan evlerinden bahsetmek gerekirse.. Bu birlikteliklerinizden nasıl evler çıkıyor?

Evde yaşamayı seven ve şıklığa önem veren bir müşteri kitlesine sahibiz. Salonunun orta sephasını ayda bir defa yenileyen müşterim var. Ne yapıyorsunuz diğer ürünleri diye sorduğumda; evin farklı alanlarında değerlendirmek istediklerini söylüyorlar. Evini seven ve özenen kişilerin evlerine dokunmak bizim için paha biçilemez bir durum. Genelde herşeyi bana bırakıyor müşterilerim ama ben yine de işimi şansa bırakmıyorum. Mağazada dekore ettiğimiz evimize yirmi ürün siparişi verildiyse, ben bunun üç katı alternatif ürün taşıyorum. En son emin olmadan ve her şey içimize sinmeden hiç bir evden çıkmıyorum.

Bizdeki ürünler birbirinin devamı, ithal ürünler. Birçok ayrı tarzdan seçenek sunmuyorum. Haliyle girdiğim evlerde bütünüyle Cerceylan  zevkini fazlasıyla yansıtıyorum. Ama her şeyden önce bir evin yaşanılır olması ve enerjisi çok önemli ve en büyük şıklık.

 

Sizi sosyal medyadan takip edenler bilir. Dekore etmeye gittiğiniz evlerde zengin bir menü ve şık sofralarla karşılanıyorsunuz. Bu durum nasıl gelişti?

Tüm gün enerjisi yüksek ve bol tempolu bir koşuşturmacayla teslimiyetleri tamamlıyoruz. Şehir dışı sevkiyatlarımız oluyor ve haliyle yoruluyoruz. Sağolsun müşterilerimiz şahane sofralar kuruyorlar ve dikkat etmişsinizdir hepsi birbirinden güzel Stil Sahibi Sofralar. Sevilmek, özen gösterilemek inanın tüm yorgunluğumuzu alıyor. Emeklerimizin en büyük mükafatı oluyor.

Cerceylan’ın bu aile sıcaklığı gerçekten de bir aile şirketi olmasından geliyor bence. Ama eş ile çalışmak zordur derler. Zaman zaman yaşanıyor mu sorunlar?

Arka planda eşim hep var. Ben ise hep ön planda yani satıştayım. Farklı konularla da ilgilendiğimizden bazen gün içinde birbirimizi hiç göremediğimiz, hatta şehirdışı projelerimiz çok olduğunda 3-4 gün dahi birbirimizi hiç görmediğimiz zamanlar oluyor. Birbirimizden iyi olduğumuz yönlerimiz var. İyi yönlerimizi birleştirip Cerceylan’ı daha da geliştiriyoruz. Birlikte çalışmaktan çok mutluyuz, şuana kadar hiç sorun yaşamadık diyebilirim.

Mağazanızın iskelesinde boğaza karşı harika bir sonbahar sofrası kurdunuz. Çok şık detaylar var. Okurlarımız için ufak tüyolar ve biraz da dekora dair küçük sırlar rica edeceğim.

Öncelikle evlerde tercih ettiğim şıklığı ve klasikliği sofralarda da sevenlerdenim. Gümüşler benim olmazsa olmazım. Gümüşün asaletini, goldun sıcaklığı ile tazelemeyi çok seviyorum. Bugün sizi beş çayında konuk etmek istedim. Masada bruschettaların servisini bir Cerceylan klasiği olan üç katlı servisliklerimizde sundum. Mesela yazın daha çok maviler, sarılar tercih edilse de ben her daim klasik sevenlerdenim. Sunum sofrada en önem verdiğim unsurdur ve benim izimi mutlaka taşımalıdır. Yine benim için olmazsa olmaz taze çiçekler ve mum. Bugün soframızı şık kılan taze çiçeklerin, aynı etkiyi evlerde de sağladığını düşünüyorum. Evleri bir o kadar da yaşanılır kılıyor. Mum zaten her daim olmazsa olmazım. Kendi evimde de, benim izimi taşıyan evlerde de mumun enerjisinin barındırdığı ruhu yaymasını seviyorum.

 

 

Pavlova Tarifi:

3 yumurta akı

1 çay kaşığı mısır nişantası

1 çay kaşığı sirke

1 tutam tuz

1 çay kaşığı vanilya

Yarım su bardağı şeker

 

Tüm malzeme çırpılır ve köpürünce altı eşit parçaya bölünerek fırına verilir. Fırından çıkınca da orman meyveleri ile süslenerek servis edilmeye hazır hale getirilir.

Afiyet Olsun

 

 

Röportaj: Erim Ekin Avcı

Fotoğraf ve video : BeTube

What do you think?

Written by bestylemagazine

MICHAEL KORS VE KATE HUDSON, WORLD FOOD PROGRAMME İLE EL ELE

ARKAS SANAT MERKEZİ’NDE “1001 GECE” SERGİSİ